in , ,

Rasyonalizm Nedir?

Rasyonalizm Nedir?

Dünya sahnesinde rasyonalizm olarak ifade edilen felsefi görüşe göre bilginin kaynağı akıldır. Bu felsefi görüş bilginin yalnızca akıl ve düşünce ile elde edilebileceğini ifade etmektedir.
Rasyonalizme göre zihnimiz doğuştan birtakım yetilerle donatılmıştır. Dolayısıyla rasyonalizm, evrende var olan nesnelere ilişkin bilgi edinebilmemiz için, doğuştan sahip olduğumuz ilkeleri ve yetileri kullanmamızın yeterli olacağını savunur. Bu hususa ilişkin rasyonalistlerin verdiği örnek ise matematiktir. Matematik ve mantık bilgileri, değişmeyen ve herkes tarafından aynı kabul edilen bilgiler oldukları için filozoflarda bu yöntemi esas alarak evrene ilişkin tüm gerçekleri bilebilirler.
Rasyonalizm, matematik gibi kesinliği belli olan bilgilerin zorunlu deneyimsel ilkelerden önce geldiğini ve bu tür bir bilgiye ulaşmanın ise yalnızca akıl ile mümkün olabileceğini çünkü deneyimsel yöntemleri uygularken kullandığımız duyuların, geçici ve net olmayan bilgiler verdiğini ileri süren bir görüş olarak karşımıza çıkmaktadır.

A priori nedir?

Deneysel olarak kanıtlanmadan önce, teoriyi kullanarak elde edilen tahminler için “a priori” ifadesi kullanılmaktadır.

Tümdengelim-Tümevarım

Rasyonalizm akımında tümdengelim yöntemi kullanılmaktadır. Tümdengelim yöntemine bir örnek verecek olursak:

-Bütün şairler şiir yazmaktadır.
-Emin bir şairdir.
-Öyleyse Emin şiir yazmaktadır.

Örnekten de anlaşılacağı üzere tümdengelim (dedüksiyon), genel verilerden yola çıkarak özel sonuçlar çıkarma yöntemidir.

Tümevarım yönteminde ise özel verilerden yola çıkarak genel sonuçlar çıkarılmaktadır. Tümevarım yöntemine örnek verecek olursak:

-Semih bir insandır
-İnsanlar ölümlüdür
-Semih ölümlüdür

Rasyonalizm Nedir?

Rasyonalizm, kesinliği belli olan bilgilerin zorunlu deneyimsel ilkelerden önce geldiğini ve bu tür bir bilgiye ulaşmanın yalnızca akılla mümkün olduğu; çünkü, deneyimsel yöntemleri uygularken kullandığımız duyuların geçici ve net olmayan bilgiler verdiğini ileri süren bir görüş olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu görüşler empiristler tarafından kabul edilmemiş; Empiristler, Rasyonalist görüşün tam aksine duyuların, algıların ve deneyimlerin neticesi sonucunda bilgi edinebileceğimiz görüşünü savunmaktadır.

  • Farabi,
  • René Descartes,
  • Immanuel Kant,
  • Sigmund Freud,
  • Platon
  • Sokrates,
  • Voltaire ,
  • Aristoteles

Ve ismini belirtmediğim nice filozof ve düşünür de Rasyonalizm görüşünü benimsemiştir.

Antik Çağ Felsefesinde Rasyonalizm

Doktrindeki kaynaklar incelendiğinde rasyonalizm geleneğinin Elea ismi verilen bir okulda başladığı ifade edilmektedir. İlk rasyonalist filozof ise Parmanides’tir denebilir. Yukarıda ifade ettiğimiz gibi duyumlar değişebilen şeyler olmalarından dolayı bilginin kaynağı olamazlar. Dolayısıyla bilginin kaynağı değişmeyen ilkelere sahip olan akıl olabilecektir.
Rasyonalizm akımına “idealar teorisiyle” katkı sağlayan Platon aynı zamanda tümdengelim yönteminin de önde gelen isimlerindendir.

Rasyonalizm Görüşünü Benimseyen Filozofların Düşünceleri

Rasyonalizm görüşünü benimseyen filozoflardan olan René Descartes’e göre zihnimizin duyumlarla ve deneylerle elde ettiği ile hayal gücüyle edindiği bilgiler olasılık içerir, bunlar her zaman açık ve seçik olmamaktadır. Çünkü bu türden bilgilerimizin herhangi gerçek bir nesne karşılığı bulunmamaktadır. Bu iki bilgi türünden edinilen bilgiler, zihnin hayal ve fantezileriyle oluşturulmuş kurgulardan meydana gelmektedir.

Descartes’e göre doğruluğu açık ve net olan bilgiler yalnızca doğuştan gelen bilgilerdir. Bu tarz bilgiler yapısı gereği genel geçer ve zorunlu olan bilgiler olarak karşımıza çıkmaktadır. Descartes, doğuştan gelen bilgileri en değerli bilgi kabul etmekle dogmatik rasyonalizmi benimsemiş bir bilgi kuramcısı olarak karşımıza çıkar. Ayrıca Descertas’e göre anlama yetimiz ve duyularımızı bizleri yanıltabileceği gibi bu yanılma ihtimali insanın her şeye şüphe ile bakmasına neden olur. İnsanlar, şüphe ederek şüphe edemeyeceği bir noktaya ulaşabilir. O da “şüphelenmekte olduğumdan şüphe edemem.” Ve “Şüphe etmek, düşünmek demektir.” Fikirleridir. Bu vesileyle Descartes, ünlü sözü olan “Düşünüyorum öyleyse varım.” Önermesine ulaşmıştır. Düşünüyor olabilmem, var olduğumdan, düşünen bir varlığın yani “ben” in var olduğundan emin olabilmemi sağlamaktadır; çünkü eğer var olmasaydım düşünemezdim. Bu kanıtlamasıyla birlikte Descartes, doğruluğundan açık ve net bir şekilde emin olduğu bir önerme bulunduğunu göstermiş olur. Bununla şüpheciliğin, hiçbir şey bilinemez, şeklindeki ana düşüncesini net bir şekilde çürütmüş olur. Bu açıklamaların üzerine mutlak doğru bilgiye akıl ile ulaştığından dolayı Descartes, rasyonalist bir filozoftur.

Rasyonalizm Nedir?

Bir diğer filozof olan Aristoteles’e göre ise insan doğuştan bir bilgi getirmemiştir. İnsan, duyu organları ile elde ettiği verileri işleyebilme ayrıca tümel kavramlar oluşturabilme yeteneğine sahiptir. Aristoteles bu görüşünü şu şekilde dile getirir: “Bilgi duyumla başlar, ancak bilgi duyum değildir. Bilgide duyumun yanında başka bir öğenin, aklın işe karışması söz konusu olmazsa asla bilim ve felsefe meydana gelemez.”

Aristoteles’ e göre bilgiyi edinebilme yetisine sahip olan şey, akıldır. Akıl da etkin ve edilgen olmak üzere iki kısımdan oluşmaktadır. Bilginin malzemesini edilgen akıl, yani duyular verirken, onu biçimlendirebilen ise etkin akıldır. İnsan doğumundan itibaren kendisiyle birlikte getirdiği bazı temel kalıplara sahiptir ve bu temel kalıplar sayesinde bilgiyi biçimlendirir ve genel kavramlar biçiminde ortaya koyar.

Son olarak Farabi’nin görüşlerini ele alacağız. Farabi’nin görüşleri Aristoteles’in görüşleriyle benzerlik göstermektedir. Farabi’ye göre akıl, duyu ve nazar olmak üzere bilginin üç kaynağı vardır. Duyusal bilgiler duyu organları ile alınabilen ve tekil olarak karşımıza çıkan bilgilerdir. Aklımız sayesinde kendi iç dünyamızda olanları, zihin durumlarımızı gözlemleyebiliriz. Nazar ise doğduğumuzda kendimizle birlikte getirdiğimiz düşüncelere karşılık gelmektedir. Duyu ve akıl bizlere doğrudan bilgi verirken , nazar dolaylı bilgi verir. Duyu organlarımızla algıladığımız dış dünyaya ait olan tekil bilgiler rasyonalist görüşe göre doğru bilgiler değildir. Bu bilgiler yalnızca doğru bilginin malzemesinin oluşturabilirler. Tekil bilgiler derinliğine düşünme(nazar) ve  akıl yürütme yoluyla biçimlendirilerek genel kavramlara, yargılara dönüştürülür. Böylece kesin ve genel geçer bilgilere ulaşabilmiş oluruz.

Farabi’ye göre insan zihninde doğuştan getirilen düşünceler vardır ve bu düşünceler insan aklında var olan sezgi gücü sayesinde kavranır. Sezgi ise kesin ve genel geçer bilgiye ulaşma aracıdır.

Mükremin Aslan

Rasyonalizm

İletişim: edebialem1 @gmail.com

Kaynakça

Felsefe Gen

Wikipedia katılımcıları (2022). Akılcılık. Vikipedi, Özgür Ansiklopedi. Erişim tarihi 10.55, Nisan 12, 2022 url://tr.wikipedia.org/w/index.php?title=Ak%C4%B1lc%C4%B1l%C4%B1k&oldid=26895967.

YouTube: Edebi Alem

Eseri Beğendiniz mi?

49 Beğeni
Upvote Downvote

8 Yorum

Yorum Gönder
    • Teşekkür ediyorum Erva Hanım. Umarım Rasyonalizm hakkında genelde olsa bir bilgi verebilmişimdir.

  1. Mükremin bey Yazı çalışmanızı okurken lisedeki yıllarımı hatırladım. Felsefe en iyi yapabildiğim dersti normalde sıkılırım bu tarz bilgi yüklü yazılardan fakat bilgilerimi tazelemis hatta üzerine eklemiş olduğum yerler oldu. Elinize emeğinize sağlık

    • Eseri inceleyip değerlendirdiğiniz için size minnettarım Aliye Hanım. Rasyonalizm’i hakkında genel bir bilgi vermek ve bu görüşü benimseyen üç filozoftan bahsetmek istedim. Okurlara yararı olduysa ne mutlu bana.

  2. felsefeyle arası olmayanlar için bazen bu tarz bilgiler havada kalabiliyor o yüzden Descartes’in neden tamamen akla güvendiğini açıklamak isterim.
    Descartes’e göre duygularımız tamamen yanılsamadır. Çünkü gözümüzle gördüğümüz şeyler bize yapılan bir aldatmacadır. Rüyalarımız bunu açıklamak için çok iyi bir alan. Aslında bizler rüyalarımızda da görüyoruz, duyuyoruz, hissediyoruz ama uyandığımızda hepsinin de yanılsama olduğunu biliyoruz. Fakat rüyadayken bunun yanılsama olduğunu bilemiyoruz. Yanılsama olduğunu anlamak için uyanmamız gerekiyor. Descartes de aslında tüm yaşadıklarımız birer yanılsamaysa diye düşünerek deneyimi reddetmekte sadece akılla kavranan durumların gerçek olabileceğinden bahsetmektedir. Çünkü ona göre gördüğümüz şeylerin gerçek olması tamamen şüphe meselesidir.
    Varlık kavramını da yukarıda bahsettiğiniz gibi sadece düşünmekle acıklar. Şüphe ettiğime göre düşünüyorum. Düşünüyorum öyleyse varım.
    Basit bir örnekle mavinin mavi olduğundan şüphe edebilirim. Bir başkası yeşil görebilir. Ama beynimin bunu mavi algıladığından şüphe etmem.
    Descartes tanrı kavramını da aynı şekilde açıklamış ve Gözümle gördüğüm bir tanrı yok zaten gözümle gördüğüme de inanamam o halde bu yanılsatıcı dünya dışında bir de gerçek bir dünya olmalıdır diyerek tanrı kavramına ulaşmıştır.
    Bilgilendirici bir yazı olmuş. Aslında bu tarz bilgiler okurken sert olan beyin duvarlarımız esniyor ve dışarıdan beynimize daha çok bilgi edinmemize yol açıyor. Bir diğer ifadeyle beynimiz kendisini aşıyor
    Kaleminize sağlık

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Suç ve Uğursuzluk 2020’de mi?

Edebi Akımların Şiire Etkisi