in

Davan Büyük Sevdan Baki Kalsın

Dağlarda savrulan rüzgârlar, ağaç kovuklarına gizlenmiş sırlar… Üzerinizde tarihe dair ne izler var. Asırların kokusunu hala kaybetmemişsiniz.  Sizlere bakınca geçmişte olmuş savaşlar, anlaşmalar, hicretler ve daha neler neler görüyoruz. Bazen yenilmişlik hissi bazen de kazanmışlık beraberliğiyle yüzyıllara meydan okumuşuz. Bu yolda düsturunu bozmadan, emin adımlarla hiç bölünmeden sevgiyle yürümüşüz. Pekala, bu asrısaadet’ de bu harikuladeliği ne getirmiş de inançlarımız hiç bölünmemiş ve dağılmamış?


Aslında söylemiştim ya biz sevgiye, kardeşliğe koşmuşuz. Onlarla bir bütün olmanın gayesine düşmüşüz. Bu yüzden ki her kokun tarih de gizli kalmış.  Hadiste de buyrulduğu gibi“hiç biriniz kendi nefsi için istediğini kardeşi için de istemedikçe tam iman etmiş olmaz” düşüncesi belki de bu toplumu İslam toplumu olmaya sevk etmiştir. Bizler seçtiğimiz inancımızdan dolayı bu İslam toplumuna kabul buyrulduk. O halde İslam toplumu demek sınırları İslam İnancıyla çizilmiş kardeşler topluluğudur. Bu kardeşlik bizi ebediyete götürecek ki yarın yüce divanda Rabbimize kardeşliğimizin sağlam bir yürekle bağlı olduğunu gösterelim. Bir Muhammed ümmeti olarak kardeşlerimizin ellerinden tutup onları da, kendimizi de aydınlıklara çıkaralım.

Devir Müslüman kardeşine düşman olma, kan dökme devri olmuş. O kadar karışık ve değişik olaylar gelişmekteki kavmiyetçilik ırkçılık insanlarda bir üstün merkeziyetçilik olma çabası var. Oysaki İslam da üstünlük ancak takvayladır. Bizler Âdemin evlatları olduğumuzu, birbirine düşman olan iki kabileyi kardeş yapan Muhammed ümmeti olduğumuzu ve de ne olursa olsun tek bir yaratıcının yarattıkları olduğumuzu asla unutmayalım. O güzel insanlar ne yollar aşmış ne mertebelere gelmişlerdi. O halde bile insana sırf insan olduğu için saygıda, sevgide bulunmuşlardır. Bizlere ne oluyor ki kavmiyetçilik güdüyoruz. Anlamsızca gruplar, örgütler kurup bu kardeşliği bitiriyoruz. Sırf onlardı İslam dini ayakta dursun diye şehrini terk eden ve yine onlardı gerçek muhacir Medine’ye hicret eden, ya onlara kucak açan o güzel insanlar o güzel ensarlar işte onlar gerçek kardeşti. O günkü gelen muhacirler şimdide geliyor. Bu bağlılığı ayakta tutmak için onlarda her şeylerini hiçe sayıp geliyor. Bizler kucak açıcı ensarlar, henüz kendimizi tamamlamış bulunmuyoruz. Asıl onlar gelince onlarla kendimizi bütünleyebiliriz. Bir Müslüman yürek başka bir müslümana daima sevgiyle muhabbetle atmalıdır. Sen siyah ben beyaz, sen zayıf ben güçlü diye kinle nefretle değil. Bizler hala Müslüman kardeşlerimizi bir araya getiremedik. Onlar düşmana yakalanmamak için sabahların olmasını istemezken bizler rahatça yastığa başımızı koyup uyuyorsak vicdanımızı sorgulamalıyız. Onların huzursuzluğu bizide etkilesin ki en azından elimizden bir şeyler gelmese de mücadelemizi Müslüman yürekler hissetsin. Nasıl kardeşlik aşkıyla yandığımızı bütün Ortadoğu anlasın. Yıllar önce o kardeşlik aşkıyla yoğrulmuş İslam dini şimdi de aynı beşaşet içinde gücünü göstersin. Rasullah(s. a. v. ) vedasında bizleri birbirimize emanet etti. Burada olanlar olmayanlara iletsin derken aslında bizi kastetti, bu günleri bu yaşanmışlıkları söyledi. Bizlerde bu doğruluktan ayrılmayacağımıza dair hem gönlümüzle hemde tüm benliğimizle sebat ettik. Bu dava bize düşer artık, bu karanlığı kardeşlik hamuruyla, paylaşmışlık mutluluğuyla aydınlatacağız. Bu ülkeyi bölmek isteyen fırsatçılar tıpkı direksiz eve benzerler. Onlara dokunsan yıkılırlar yeter ki biz onlara uymayalım Atalarımız boşuna dememiştir. ”domuzdan post gavurdan dost olmaz” diye. Onlar hep vardı olmaya da devam edecekler. Ama bizlerin şecaati onları yenilgiye sokar. Sizler sakın ola ki Müslüman kardeşlerinize nefret beslemeyin. Bu cihattır, bu Allah’a(c. c. ) koşmaktır diye onlara yürümeyin. Çünkü hadisi şerifte şöyle buyrulur. “Müslüman kardeşine kılıç çeken onu öldüren cehennemliktir” sizler kurtuluşa ermeyi beklerken maazallah kayboluşa gidersiniz. Bu yüzdendir ki bu dini iyi benimseyip, bu kardeşliği sağlam tutup gönüllerimizi açarak onlara koşalım, ebediyete koşalım. O günün havs ve ezvec kabilelerine şimdinin balkanına, orta doğusuna kucak açalım. Kendimizden sonra gelecek nesillere de bunları aktarıp hadis ve kuran ışığında onları toplayıp bu iki adımdan ayrılmamalarını tavsiye edelim. Selam ve dua ile…

Aliye Nur Akarsel

Eseri Beğendiniz mi?

2 Yorum

Yorum Gönder
  1. Çok anlamlı ve hassas konulara değinmişsiniz hocam ellerinize yüreğinize sağlık Allah cc kalplerimizi islam kardeşliği ile birleştirsin

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Yabancın Mı Bellersin

Masum Bir Aşkın Çığ Düşümü