in

Derdin Odağı

Hepimiz hayatımızın belli dönemlerinde çok zor günler yaşıyoruz. Kimi zaman dayanamayacak hâle gelsekte, aslında dayanıyoruz. Çünkü her zaman Allah dağına göre kar veriyor. Bu sözler çok tanıdık. Fakat biz genelde yaşamın karmaşası ve koşuşturması içerisinde unutup her şeyi bir kenara bırakıp sadece derdimize odaklanarak isyan ediyoruz belki de.

İşte mutsuzluğumuzun asıl kaynağı bu. Derde odaklanmak. Hani bardağın dolu tarafını görmek diye bir deyim vardır ya, biz onu da es geçip sadece ve sadece o derdin varoluşuna inanarak bu yola devam ediyoruz. Daha doğrusu edemiyoruz, ettiğimizi sanıyoruz. Çünkü derdin başladığı yerde takılıyoruz, o derdi bitiremiyoruz.

Çevremize şöyle bir baktığımız vakit herkesten çok daha iyi bir yaşamımız olduğunu fark edemiyoruz. Yalnızca ülkemizden değil diğer ülkelerden de örnekler verebilirim. Misal Gazze’de bir çocuk olmak nasıl bir şey olurdu? Aç, susuz, sevgisiz… Daha saymama luzüm dahi yok çünkü bu üç kavram bize göre normal ya, zaten var değil mi? Bu nedenle bizim görüşümüzce hiçbir kıymeti harbiyesi yok. “İnsanoğlu çok nankördür.” ayetinin en açık örnekleriyiz.

Peki o çocuğa bunlardan sadece birini versek ne hissederdi hiç düşündük mü, sanırım hayır. Biz ne ara bu kadar bencil olduk? Ne zaman Cahiliyye Devri’ne döndük? Artık bu rüyadan uyanmanın vakti gelmedi mi? Derdin büyüklüğünü değil Allah’ın büyüklüğünü görmemiz gerek bazen. Ve Allah’ın büyüklüğüne inanarak derdi yok saymalıyız.

Çünkü biz babasını hiç görmemiş bir yetimin, annesini daha çocuk yaşta kaybeden öksüz bir yavrunun, evlatlarını kaybeden bir babanın, kendi inandığı dini yaymaya çalıştığı için taşlanan peygamberin ve onu taşlayan kişilere beddua dahi etmeyen peygamberin ümmetiyiz. Fakat aslında bundan bile bazen şüphe duyuyoruz. Lâyık olabiliyor muyuz ki bunu açık bir şekilde söylüyoruz. İşte film burada kopuyor. Lâyık olmak…

Derde değil, derdi verene odaklanın!

Kalın sağlıcakla…

Erva Esma GÜLER

Eseri Beğendiniz mi?

4 Yorum

Yorum Gönder
  1. Derdi verene değil, derde… Sanatçıya değil sanata odaklandık… En kötüsü de kim olduğumuzu unuttuk. Sonumuz hayır olsun. Yüreğinize sağlık Erva Hanım… 🙂

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Yıllar Önce Hankendi Ve Hocalı da Sessiz Sinema Oynandı

Azadlık vaxti Qarabağ