in

Maskeli Virüsler

Bugünlerde tüm dünyayı etkisi altına almış bir virüs ile karşı karşıyayız. Âdeta düşman taarruza geçmiş biz savunma yapma gayreti içerisindeyiz. Ülkemizde bu virüsten nasibini almış durumda. Devlet üstüne düşen görevi yapıyor millet bazı tedbirler alarak kendini korumak ile meşgul. Allah zeval vermesin!

Bizim aldığımız tedbirler temiz olmak evde kalmak dışarı çıkarsak maske takmak gibi… İşte benim konumda bu. Maskeli virüsler…

Aslında ne yazsam ne yazsam diye düşünürken bu aralar en çok hemhal olduğumuz virüs aklıma geldi. Sonra da bu virüslerin ve maskelerin her zaman var olduğunu fark ettim. Geçmiş zaman ve şimdiki zaman arasında bir bağlantı kurup sizlere aktarmak istiyorum.

Bugüne kadar özelden genele türlü türlü zorluklardan geçtik. Ama bir zorlukla beraber iki kolaylık olduğunu her zaman biliyorduk. Çünkü biz İnşirah suresinin sahibine iman etmiş insanlarız… Ve Duha suresindeki “Rabbin sana darılmadı” ayetini benimseyerek yollara düşmüş kullarız. bu yolda bir sürü taşla karşılaştık. Karşılaşmaya da devam ediyoruz. Bazıları çok sert bir şekilde bize çarparken bazıları ise sadece dokunmak için dokundu. Bazıları hiçbir şey yapmadı, yapamadı. İşte bu taşlar aslında maske takmış taşlardı. Hangi taşın ne zaman ne yapacağını kestiremiyorsunuz. Çünkü her zaman maskeli geziyorlardı. O yüzden şu an maske takmalarını pek lüzum yok.

Biri birine çok farklı davranırken diğerine bambaşka davranıyor. Aslında çıkar ve menfaat ilişkileri dediğimiz zımbırtı bu. Adamına göre muamele, kılıktan kılığa girme. Bir nevi soytarılık yahut oyunculuk. Kendini hangi sahnede, hangi tiyatroda görüyorsa ve hissediyorsa o karaktere bağlı olarak oynuyor.

Ya da başkası olmaya çalışan virüsler var. Her bedene girmeye çalışıp o beden olmak isteyen, onda gözü olan. Kendini belli bir kalıbın içine sokmaya çalışan, özentilik ve kıskançlıkla bezenmiş mikrop da diyebileceğimiz mahluklar.

Bu bahsettiğim varlıklar bazen çok tanıdık yüzler oluyor bazen de çevremizde sık sık hasbihal etmek durumunda kaldığımız kişiler. İnsan tabii önce çok fark etmiyor. Bunun içinden ne çıkacak? Güven duygusu oluşturmalı mıyım oluşturmamalı mıyım? Sırtımdan bıçaklar toplayacak mıyım yahut kalbimdeki cam kırıkları üstünde yürümeye devam mı edeceğim? diyerek bunun derdi ve tasası içine giriyor. Bu kişi sinsilik mi yapıyor yoksa gerçeklerden mi bahsediyor? Keşke dezenfektan ya da kolonya işe yarasa da üstlerine sıksak. 

Mazluma Selim zalime Yavuz olacağız derken, Mazlumlar ve Zalimler karışınca tabi durum böyle bir dengesizliğe varıyor.

Birkaç zamandır içimden çıkmak bilmeyen düşünceleri kalem sayesinde aktarabilmek güzel.

Evet, bu Maskeli Virüsle ve Covid-19 salgını her yanımızı sarmış durumda. Aman ha dikkat edin. Üzüm üzüme baka baka kararıyor. 

Kalın sağlıcakla…

Erva Esma GÜLER 

Eseri Beğendiniz mi?

6 Yorum

Yorum Gönder

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Yazıklar Olsun

Seni Çok Özlüyorum