Hayata her zaman şöyle bakarız; kendi yaşadıklarımızın en zor olduğunu sanar, diğer insanların tabiri caizse çok güllük gülistanlık, mükemmel bir hayat sürdüklerini düşünürüz. Hayatın onlara altın tepside her şeyi sunduğunu görürüz. Özellikle de sosyal medya bunun en büyük örneğidir.
Bir bakın insanlar sürekli olarak mutlu oldukları anları paylaşır, hep iyi yanlarını gösterirler orada. Çünkü insan iyi ve mutlu görünmek ister. Fakat psikolojik açıdan kendi yorumumu söyleyecek olursam bu durum bilinç altında tam tersi şekilde işler. Mutlu olmadıkları münasebetiyle insanlara kendini tam tersi göstererek, onları gerçekten inandırarak hislerini tatmin etmeye çalışırlar. Bu şekilde mutlu olduklarını sanarlar.
Çünkü sosyal medya herkesin kendi istediği gibi oluşturduğu bir alandır. Nasıl göstermek isterse insan kendini aynen o şekilde gösterir.
O yüzden kimseyi sosyal medya üzerinden yargılamak, analiz yapmak doğru değildir. Ya da sosyal medya üzerinden tanımaya çalışmak. Çünkü insan sosyal medyadan daha fazlasıdır.
Birini tanımak istersen onun gözlerine bakacaksın.
Bakışına, gülüşüne, başka insanlara karşı olan tavırlarına, fikirlerine ve bakış açısına bakarak onu tanıyacaksın.
Başka türlü olmaz dostum. En önemlisi de insanları yargılamadan önce kendine bakacaksın.
Bir de bal ilk kaşıkta tatlı gelir. İkinci kaşıkta da yine fena değildir. Fakat üçüncü kaşıktan sonra bayar. Burada balı mutluluk olarak ele alırsak bazen hayatta tuz ve karabiber de lazım gelir…
Kalın sağlıcakla…
Erva Esma GÜLER