Menu
in

Kadınlar Üzerinden Yaşam-1

Kadınlar Üzerinden Yaşam-1

Dağınık bir masa, dağınık bir zihin anlamına geliyorsa, boş bir masa ne anlama gelir? Ünlü filozof Einstein’nin bu sözleri üzerine çalışma yapmaya başladığım üç bölümlük bir makalenin, ilk bölümünde kadınlar üzerinden bir araştırma başlattım. Gerçekten de masamdaki ne kadar bilgi kirliliği yapacak düşünceler varsa ayrıştırıp gerekli olan tüm bilgileri sizlere sunmak için hazırlandım. İlk etapta gündemden düşmeyen, yazarların kaleminden eksik olmayan hatta bunlar için programlar reklamlar, düzenlenmeye başlayan bir zamanda neden hala çözüme kavuşturulamayan kadın terörü durmak bilmiyor? düşüncesi ile bir farkındalık oluşturmak istedim. Siz değerli okuyucular için titizlikle yürüttüğüm çalışmamda ‘ kadın hakları, şiddete maruz kalan kadınlar, ‘ içerikli yazılar ile sizleri bunaltmak istemiyorum.

İkinci Kısım

Bilinen bir gerçeği yine ortaya dökmekten daha çok nasıl bir çözüm yolu izlemeliyiz. En azından tecrübeleri, bilgileri ile bizleri bu konuda içselleştirip duyarlı hale getirecek hanımefendiler ile röportaj gerçekleştirmeyi düşündüm. İçerisinde siyasi, dini alanlarda, edebi yazar, psikolog ve tecrübeleri ile bizleri yönlendirecek hanımefendilerin konuşmalarına gelin hep birlikte iştirak edelim.

İlk olarak bu hafta Uzm. Psk. Damla YAŞAR hanımefendi ile röportaj gerçekleştirdik. Her biri röportaja katılıp destek verdiği için kendilerine çok teşekkür ediyorum. Yoğun bir tempo içinde bizleri kırmadan düşüncelerini ifade eden konuklarımızın görüşlerini bizlerde zaman ayırıp mutlaka sitemizi takipte kalmaya devam edelim.

Eminim ki sıkılmadan bir solukta okuyacağınız bu satırların sonrasında zihninizle bir muhasebe yapıp harekete geçeceksiniz.

 Merhabalar, sizleri tanıyabilirmiyiz?

-Ben Damla YAŞAR.26 yaşındayım, evliyim. Ankara’da yaşıyorum. Orta Doğu Teknik Üniversitesi mezunu bir psikologum. Yüksek lisansımı İzmir Ege Üniversitesi ‘nde gelişim psikolojisi dalında tamamlayarak uzmanlığımı aldım. Bu süre zarfında Aile Danışmanlığı Eğitim’imi tamamladım ve aile danışmanı unvanı kazandım. Ancak tüm bunların ötesinde ben;

Canlıların yaşama hakkını savunan, cinayetin, ihmalin, istismarın yapanın yanına kar kalmadığı adil bir dünyaya inanan KADIN’IM. Toplumun en temel birimi olan ailenin, topluma olan etkisinin farkında olan ve mottosu ‘sağlam çocuklar yetiştirmek, sorunlu yetişkinleri onarmaktan daha kolaydır.’sözü olan bir psikologum.

-Başarılı bir çalışma hayatınızdan dolayı sizleri tebrik ediyor, güzel düşünceleriniz için teşekkür ediyorum. Devam edelim röportajımıza;

1) Kadına yönelik şiddetin kaynağında neler yatıyor?

-Kadına yönelik şiddeti tek bir kaynağa bağlamak çok uygun olmaz aslında. Ataerkil toplum düzeni, bireysel patolojiler, aile yapısı gibi pek çok faktör etkili bunda diye düşünüyorum.

2)Toplumsal cinsiyet eşitliği neyi öngörüyor?

-Toplumsal cinsiyet eşitliği kadının da toplumun bir parçası olduğunu savunan bir kavram. Aynı şirkette aynı işi yapan bir kadın, erkekten daha az maaş alabiliyor ya da kadın olduğu için işe alımlarda cinsiyet bazlı uygulamalarla karşılaşabiliyor. Toplumsal cinsiyet eşitliği bu ve benzeri durumların ortadan kalkmasını öngörüyor.

3)Kadına yönelik şiddette kadının da payı var mıdır? Tek taraflı bakmak ne kadar doğrudur?

-Kadına, çocuğa, erkeğe, hayvana, bitkiye… Her türlü şiddette hepimizin payı olduğunu düşünüyorum. Kimimiz susarak, kimimiz uygulayarak, kimimiz hakkını aramayarak şiddete göz yumuyor olabiliyoruz.

4)Kadına yönelik şiddete karşı nasıl bir politika geliştirilebilir?

-Bu konuda geliştirilebilecek politikalar benim mesleki yeterliliklerimin dışında bir konu ancak şiddeti genel anlamda aile ve toplum kaynaklı bir durum olarak ele alırsak aile kurumunun ve tabii aileyi oluşturan bireylerin fiziksel ve psikolojik iyilik hallerini oluşturan ve koruyan politikalar şiddetin azalmasında ciddi bir rol oynayacaktır diye düşünüyorum.

Elbette kanunlar adli süreçlerin işlerliği çok önemli. Bu süreçlere dahil olan teşkilatlarda çalışan kişilerin(örn. Polis, avukat, hakim) de cinsiyet eşitliği gözetilerek seçilmesi kıymetli olacaktır.

5) Gündemimizden düşmeyen kadın cinayetleri için başta devlet olmak üzere bütün kamu ve kuruluşlar nasıl bir önlem alıyorlar?

-İstanbul sözleşmesi devletin kadın cinayetleri konusunda atmış olduğu anlamlı bir adım, belediyelerin kadın danışma evleri, sığınma evleri de bu amaçla çok kıymetli, bunun dışında Mor Çatı gibi kurumlar ciddi eylemlere imza atmaktalar. Ancak ne yazık ki yeterli olmuyor. Kınamaktan çok daha fazlasını yapmamız gerekiyor. Dilerim hem bireysel hem toplumsal düzeyde daha büyük adımlar atarak her türlü şiddetin ve cinayetin son bulması için çabalarız.

– Pekala, Damla Hanım, başta kadınlarımız olmak üzere sitemizi takip eden okuyucularımızı bilgilendirip, güzel açıklamalar da bulunduğunuz için çok teşekkür ediyorum. Çalışma hayatınızda başarılar diliyorum.

– Bende bilinçlenme adına yaptığınız çalışmalar için kolaylıklar dilerim, teşekkür ederim.

Sizleri çok fazla detaya indirmeden ne tür çalışmalar yapıldığı, psikolojik açıdan çözüm önerileri neler olabilir ve biraz daha duyarlılık katmak için farklı alanlardan görüş beyanlarını ele aldım. Umarım bir nebze sizlere katkıda bulunduğumu söylerek şunları ifade etmek istiyorum. Toplumun temel taşı kadınlarımız için yeni yasalar, hukuki işlemler biz istedikçe çoğaltılabilir fakat bu eylemlerin kökünden temizlenmesi gerekiyorsa anneler görevimiz büyük ve bu yüzden çocuklarımızın geleceği aslında biz kadınlardan geçtiğini unutmayalım.

Aliye Nur Akarsel

Kadınlar Üzerinden Yaşam-2’yi okumak için tıklayınız.

Resmin alındığı site için tıklayınız.

Resmin alındığı site için tıklayınız.

Resmin alındığı site için tıklayınız.

Yorum Gönder

Exit mobile version