in

Yargı

Günümüzde biz insanlar arasında sosyalleştiğimiz birçok ortam mevcut. Lâkin bu ortamların çoğunda anlaşamadığımız sürüyle konu oluyor. Bazen söz ile halledebilirken bazen maalesef ki şiddete başvurabiliyoruz. Taraflar genel olarak haksız olduklarını kabul etmemekle beraber yaptığının yanlış olduğunu söyleyenlere de tepki gösteriyorlar. Peki neden? Yaşadığımız çevre karakterimizin oluşmasında büyük bir öneme sahip. Aile yapımız, etnik kökenler, arkadaş çevremiz, akraba çevremiz gibi faktörler fıtraten bizi oldukça etkiliyor. Eğitim de anne karnında başlamaz mı zaten?

İki örnekle bu durumu açıklayabiliriz;

  • Bir bebek anne karnındayken, anne sinir ve stres içine girmezse, kavga gürültü patırtı ortamından kendini uzak tutarsa, sevgi ve saygı içerisinde bebeğini dünyaya getirirse bu bebek gayet ahlaklı bir bebek olabilir.
  • Diğer bir bebek ise anne karnındayken sürekli olarak sözlü yahut farklı bir şekilde şiddet görürse onun karakter yapısında maalesef ki çok kötü sonuçlar doğurabilir.

İbn Haldun’un bir sözü var “Coğrafya, Kaderindir.” Aslında bu söz de bizim anlatmak istediğimiz konu ile doğru orantılı. Bir ekonomik ve sosyal yapıdan tutun siyasi ve coğrafi ortama kadar makul yerde yetişmiş olan çocuk; birde kıtlık, açlık, sefalet ve savaş ortamında yetişmiş bir çocuk. İkisi aynı olur mu? Bu nedenle bazen kaderimize Allah’ın izin verdiği kadar yön verebiliyoruz fakat bazen hiçbir şekilde dokunamıyoruz bile. Aslında her şeyin en hayırlısını istemek bu yüzden önemli. Gelelim en baştaki soruna. Dediğim gibi iki birey arasında bir sıkıntı olduğu vakit, taraflar kendi çevrelerine hep haklı oldukları yönünde iddialar savuruyor. Hep yanlış karşı taraftadır. Ve eğer bu olayı anlatan kişide birazcıkta yalancılık varsa dinleyen kişinin vay haline…

Dinleyiciyi yanına çekmek için her fırsatı değerlendirir. Tek ayak üstünde 40 tane yalan uydurur diyebiliriz tabiri caizse. Ve aslında haklı olan tarafı haksız duruma düşürmekte böyle sinsi insanların üstüne kimseyi tanımam. Gerçi dinleyici cahil değilse olaya tek taraflı bakmamayı, her iki tarafı da dinlemeyi bilmesi gerektiğini ve son yargıya bu şekilde varması gerektiğini öğrenmiş olmalı. Ancak taraflı bakmak istiyorsa ortadaki yargının hiçbir kıymeti harbiyesi yoktur. Olamaz da…

Birinden bir olay dinlerken o kişinin güvenilir biri olup olmadığını tartmak gerekir. Zaten ayet ve hadislerle sabittir bu söylediklerim.

Olur da bir gün herhangi biriniz bir yargıya varacaksa bunu emin olarak yaparsa ortaya daha adaletli bir sonuç çıkacağından hiç şüphem yok.

Kalın sağlıcakla…

Erva Esma GÜLER

Eseri Beğendiniz mi?

11 Yorum

Yorum Gönder
  1. Ne kadar da doğru demişsiniz. Ellerinize, bu güzel duyguları yazan kalbinize sağlık.
    Başarılarınızın devamını dilerim 🙂

  2. Öylesi sinsi insanlara karşı her zaman dikkatli olmak lâzım.
    Palavradan laf kalabalığı yapıp zeytinyağı gibi üste çıkmakta oldukça başarılılar.
    Kaleminize sağlık Esma hanım…

  3. Yine her zaman ki gibi çok güzel bir konuya değinmişsiniz. Böyle insanlara karşı çok dikkatli olmalıyız. Yüreğinize sağlık…

  4. Çok güzel bir yazı olmuş emeğinize sağlık. Tüm söylediklerinize katılmakla beraber bu konuda algının da çok önemli olduğunu düşünüyorum. Çünkü aynı olay, aynı durum hatta aynı söz bile farklı kişiler için farklı anlamlar içerebilir. Bu sebeple imkan varsa bir başkasıyla aranıza başka bir kişi katılmamalı diye düşünüyorum. Çünkü o kişi bize söylenenleri değil anladıklarını aktarır.

    Tesadüf bu ki bir hafta kadar önce bu konuyu kendi kendime düşünmüştüm. Bu sebeple yazınız çok hoşuma gitti. Tekrar emeğinize sağlık

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Sen Gideli

Sevda Yolu