in

İstiklal Şairi-1

İstiklal Şairi

İstiklal ŞairiYüce Türk milletinin makûs kaderi, derin umut kırıklıkları karşısında ayaklanan, asrının kararmış istikbalini mahir bir kılıç ustası edasıyla kullandığı kalemi ile aydınlatan büyük şair, veteriner hekim, öğretmen, vaiz, siyasetçi ve devlet adamı Mehmet Akif Ersoy, 20 Aralık 1873 tarihinde İstanbul’da doğdu.

İlk dini eğitimini babasından aldı. Zamanın âdeti üzere 4 yıl, 4 ay, 4 günlük iken Fatih’te Emir Buhari Mahalle Mektebi’ne başladı. İki yıllık eğitimden sonra Fatih İbtidaisi’ne geçti. Aynı yıl babası ona Arapça dersleri vermeye başladı. 1882 yılında ilköğretimini tamamladı ve Fatih Merkez Rüştiyesi’ne başladı. Lise eğitiminde Mülkiye’nin İdadi bölümünde başladıktan sonra yüksek kısmına geçti. Burada okurken hocalarından biri de ünlü edebiyatçı Muallim Naci’ydi. Muallim Naci, Akif’teki yeteneği fark etmiş ve “Bu çocukta gördüğüm cevheri, kimsede görmedim.” ifadesini kullanmıştı.

Kısa bir süre sonra evlerinin yanması ve babasının vefatı nedeniyle okulu bırakıp, sivil veterinerlik okulu olan Baytar Mektebi’ne geçti. Hayat serüveninin geride kalan kısmını şekillendirecek olaylar ardı sıra gelivermişti. Şiire ilgisi de bu dönemde başladı.

  Akif, 1898’de 25 yaşında iken evlendi. Aynı yıllarda Maarif Dergisi’nde ve Resimli Gazete’de şiir yazıları ve Arapça, Farsça ve Fransızcadan yaptığı çeviriler yayınlandı. Milli Mütareke döneminde kurtuluş hareketine bizatihi destek verdi. Ankara Hükümeti’nin kurulmasından sonra Burdur Milletvekili olarak meclise girdi. O sırada Maarif Vekili Hamdullah Suphi’nin desteği ile İstiklal Marşı için açılan yarışmaya katıldı ve 724 şiir arasından yarışmayı kazandı. 12 Mart 1921’de kabul edilen şiir, 1924 yılında Osman Zeki Üngör tarafından bestelenerek “Türkiye Cumhuriyeti’nin Milli Marşı” olarak ilan edildi. Mehmet Akif Ersoy yarışmadan kazandığı 500 lirayı Türk Ordusu’na armağan etti.

      Mehmet Akif, tam manasıyla Türk-İslam şairi denilebilecek yüce bir şahsiyettir. Zulüm ve sömürgeciliğin gölgesinde olan milletinin, azim ve kararlılığından, atalarının kanları ile sulanmış mübarek topraklardan, hilal ve yıldızdan esinlenerek yazdığı ve adından “İstiklal Şairi” olarak anılmasına vesile olduğu İstiklal Marşı’nı bütün kalbi ile kaleme almıştır. Bugün hâlâ göklerde dalga dalga olan al sancak ve İstiklal Marşı Türk milletinin en manevi ve milli varlıklarındandır.

İstiklal Marşı ülkenin ve milletinin kötü durumunu ve buna karşı yine de ayakta kalmak için çırpınmasını anlatır. Mehmet Akif kurtuluş savaşının yaşandığı dönemleri ve öncesinin duygularını çok iyi yakalamıştır. Hissettiği köşeye sıkışmışlık ve yenilmişlik duygusu ile bayrağı ve vatanı bütünleştirmeyi başarabilmiştir. Kendi hislerini aktarırken aynı zamanda vatanı ve bayrağı kişiselleştirmiştir.

İstiklal şairi

Düşmanını tek dişi kalmış canavar gibi tanımlayacak kadar analiz edebilmiştir. Milletinin ezelden beri hür olduğunu, hiçbir kuvvetin milletimizi yok edemeyeceğini, ay yıldızlı al bayrağımızın özgürce dalgalanacağını ve daha birçok şeyi anlatmıştır. Bütün bu gözlem ve analiz gücü ile duyguların harmanlanması ile İstiklal Marşımız ortaya çıkmıştır.

İstiklal Marşı, vatanımızın kurtulması için şehit olan binlerce kahraman Türk evladını ve bu kutsal yolda gazi düşen vatanın ciğer parelerini anlatır. Yedi düvelin iki çenesi arasında, o salyası akan dişlerinin ardından nasıl kurtulduklarını ve o salyaları nasıl yutturduklarını anlatır. Bundan dolayıdır ki bu vatanın kıymetini iyi bilmeli, şehitlerimizin kemiklerinin sızlamaması için çok çalışmalı ve hep çalışmalıyız.

Mehmet Akif hakkında önemli çalışmalarda ve araştırmalarda bulunan Mehmet Doğan, onun için “Büyük şair, düşünür ve mücadele adamı aynı zamanda insan olarak da mükemmel bir örnek, gerçek bir karakter âbidesi. Sadece idealist değil, ideal insan. Tanıdıkça sevilen, yaklaştıkça büyüyen ender büyük insanlardan biri…” demektedir.

İstiklal ŞairiO, kılıcı şiir olan adamdı. Sözleri düşmanların kalplerine korkuyu, milletinin yüreğine umudu ekerdi. İman dolu serhaddimizi bize gösterendi. İzmihlali ebediyen gömendi. Kefensiz yatanların adıydı Mehmet Akif… Bir milletin, bir devletin ve bir kültürün yok edilmeye tarihten silinmeye çalışıldığı, umutsuzluğun ve çaresizliğin akılları ve gönülleri Kaf dağının eteklerine hapsettiği bir zamanda vatanına kalemle ışık tutan bir münevverdir Mehmet Akif… O, Millî Mücadele’nin kalem tutan askeriydi. Tarihin unutulmazı, gelecek nesillerin rol modeliydi.

Bizler, gururla söylediğimiz İstiklal Marşı’nı yazıp bize armağan ettiği için Mehmet Akif Ersoy’u her zaman onurla ve gururla anacağız. Ona şükran borcumuzu asla unutmayacağız.

BEKİR TÜRKER

Eserde kullanılan fotoğraflar:

İstiklal Şairi

Fotoğrafın alındığı site için tıklayınız.

İstiklal Şairi

Fotoğrafın alındığı site için tıklayınız.

İstiklal Şairi

Fotoğrafın alındığı site için tıklayınız.

İstiklal şairi

Fotoğrafın alındığı site için tıklayınız.

YouTube kanalımıza abone olmak için tıklayınız: Edebi Alem

Eseri Beğendiniz mi?

4 Yorum

Yorum Gönder
  1. Allah sizlerden razı olsun. Akif’i yaşatan bir gençlik vardı kimsenin tabutuna el sürmediği bir anda el olan gençlerle başladı ve görüyorum ki hala onun emanetlerini taşıyan gençler var, varız hep birlikte olacağız da. Bu eserinizi aktif olduğum tüm sitelerde paylaşacağım. Gerçekten ellerinize sağlık

    • Bilmukabil çok teşekkür ediyorum. Görüşleriniz bizleri ziyadesiyle razı ve memnun etti. Paylaşımlarınızda bizi mesud kılar. Vesselam.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Yavaş Yavaş Ölürler

Esenler Otogarı