in

Ayşem

Bu güne kadar ne şiirler yazdım. Ne sözler ne kafiyeler ne dizeler sıraladım. Kimi şiirimi vatan toprağına can verenlere. Kimi şiirimi gafil sefil kokmuş başlara yazdım.

Yeri geldi yerin dibine soktum o aciz bedenleri kalemimle.
Bazen uçan kuşun kanat çırpışına, bazen bir bebeğin gülüşüne bazen de zevcimin sabrına, yavruma gösterdiği analık şevkatine beni benden alan bakışlarına yazdım.

Bu şiirde sana yazıyorum Ayşem…

Anlatılacak gibi değilsin. Sana milyonlarcasının yazmak istediklerini yazmak istiyorum Ayşem.
Ama nafile yazamam.

Söyleyeceklerim var elbet. Kendi dilimden değil Ayşem. Sana benden çok aşık olanların dilinden.
Mesela beyaz kefeniyle, toprağını kirleten Bizans kahpelerinin karşısına çıkan Sultan Alparslan’ın dilinden.

Söğüt uçlarında destan yazan Ertuğrul Gazi’nin ve dahi senin Türk İslam olmana vesile olan Osman Gazi’nin dilinden.

Konstantinopol surlarına dayanan peygamber müjdeli o koca komutan, konstantinopol’ü İstanbul yapan Hz.Fatih’in dilinden.

Yedi düvele Türk’ün İstiklal aşkını haykıran, İzmir’den Antep’e, Maraş’tan Bursa’ya senin her karış toprağında hürriyet ateşini harlayan Sarı başbuğ Mustafa Kemal’in dilinden.

Sütçü imam, Nezahat onbaşı, Yörük Ali, Kara Fatma,. Şahin bey, Hasan Tahsin, Seyit onbaşı,
İsmet Paşa, Fevzi Çakmak ve nicelerinin dilinden.

Uğruna ne canlar verildi Ayşem. Ben iki cümle kuramadım. Onların dilinden dahi konuşamadım konuşamam.

Çünkü sana yazılacak en güzel şiiri toprağında ki binlerce şehit şüheda kanları ile yazdı.

Sen ey güzeller güzeli Ayşem. Türkiyem.

Eseri Beğendiniz mi?

3 Yorum

Yorum Gönder

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kapanan Defter

Yenildim İşte