in

Benim Küçük Şehirlerim

Benim Küçük Şehirlerim

Benim Küçük Şehirlerim Yere çömelmiş ve kirli toprağa hayallerini çizen bir çocuk var, görüyor musun? Ben aynaya bakmadıkça göremiyorum o çocuğu. Etrafımda kimseler olmazdı. En az toprak kadar kirli bir çubuk bulurdum. Yine de hayallerim temizdi. Bazen o kadar dalardım ki, senin sesini bile duymazdım. Küçük karıncaların yollarını kaybettiğini sanıp onlara yok çizerdim. Hem de evlerine kadar. Sonra çizdiğim o yolu yeşil yaprak parçalarıyla süslerdim. Çünkü ben de güzel bir yolda yürümeyi severdim.

            Seni duymak istemiyordum çünkü yaptığım şeyin şaçma olduğunu söyleyeceğini biliyordum. Belki de mutlu olmaya alışmamı istemiyordum. O kirli toprağa tertemiz şehirler inşa ederdim. Dışarıdan bir şeye benzemezdi ama içinde birileri yaşasaydı çok mutlu olurlardı. Bazen küçülüp o şehirlerde yaşamak isterdim. İçine kötülük koymadığım küçük şehirlerim.

            Hava kararınca eve giderdim. Uyuyana kadar küçük karıncalar için yaptığım yollar ve küçük şehirlerim aklımdan çıkmazdı. Uyurken kurduğum hayallerimde daha da güzelleşirlerdi o hayallerim. Rüyalarımda karanlık çökerdi o şehirlerin üzerine herkesin kötü biri olduğu, kalabalık ve sisli şehirlere dönüşürdü her biri. O yüzden hep mutsuz olurdum. Alışmamı istediğin o mutsuzluğu tadardım, her sabah. Aşağı indiğimde inşa ettiğim her şey yıkılmış olurdu. Yine sana kulaklarımı tıkayıp mutlu olurdum. Baştan inşa ederdim küçük şehirlerimi. Ama artık alıştım mutsuzluğa. Geceye ait oldum istediğin gibi. Üstünü kapatıyorum inşa ettiğim şehirlerin. Karıncalara da yol çizmeyi bıraktım. Çünkü artık kendime bile çizemeyecek kadar ölüyüm.

Hasan Gökhan Atmaca (Münzevî)

Eserde kullanılan fotoğraflar:

Benim Küçük Şehirlerim

Fotoğrafın alındığı site için tıklayınız.

YouTube kanalımıza abone olabilirsiniz: Edebi Alem

Eseri Beğendiniz mi?

4 Yorum

Yorum Gönder
  1. Gökhan bey öyle bir kapalılık ki burada da kendilerini görmekteyim. Merak ettiğim bu konuşmaları kime yapıyor bunu anlatan şahıs yani yer yer hayatla konuşuyor gibi yada geçmişinde kalan anne babaya sesleniş gibi kimle konuştuğunu merak ettim.1. şahıs olarak karşısındaki kişinin kim olduğu konusu dışında kısa günce tarzında kaleme alınmış hafif bir eser olmuş. Yazı size şifa olsun .

  2. Genelde konuşmalar akıl ve gönül arasında oluyor. Bu yazıda ise, kendi kendimle konuşuyorum. Karşıma ayna alıp ikinci “ben” ile konuşuyorum. Bunlar şizofreni biri tarafından yazılmış gibi görebilirsiniz -tüm yazılarımda olduğu gibi-. Kapalı olması da bundandır. Aliye Hanım.
    NOT: şizofreni değilim. Sadece öyle bir hava veriyorum:):)

  3. Duygularla düşünceler arasındaki tezatı söyleşi şeklinde aktarmışsınız. Gönlünüze, kaleminize sağlık Gökhan bey..!
    Şu kirli dünyada az sayıda kişi tarafından da olsa yaşatılmaya çalışılan temiz hisler nihayetinde umutsuzluğa, hüzne sürüklenip gidiyor.
    Bir süre sonra ise kurulan temiz hayaller insana anlamsız gelmeye başlıyor. Netice itibariyle de insanlar mutsuzluğun dibini boyluyor. Eserinizde bu durumu başarıyla aktarmışsınız.
    Tekrar emeğinize sağlık…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Yaşamak Neden?

Kardeşliği Beceremedik