in

Filistine Uyanış

İçindekiler

Filistine Uyanış

Yemin ediyoruz ki geri döneceğiz başka bir yolumuz yok, vazgeçenler varsa vazgeçsinler biz asla vazgeçmeyiz. Bu bir toprak meselesi değil, bu dava bir iman meselesi, o yüzden biz en baştaki orduyuz. Dua ile silah ile kalem ile mücadele etmeye devam edeceğiz.

Her satırda göğsümü kabartarak okuduğum bu sözlerin sahibi Filistin’e selam olsun. Bu cümleler ile bizi yeniden dirilten Kudüslü Yahya Beyefendiye teşekkür ederek kendileri ile hasbıhal yapmak için röportajımı açıyorum.

Öyle bir dava ki ben diye çıkamazsınız ortaya bu davada ben, sen hepimiz olmalıyız. Sen yoksan bir eksiğiz diye düşünerekten bu anlamlı çalışmada sizlerin de payı olmasını istedim. Böylece merak ettiğiniz ve yönelttiğiniz tüm hususları ele aldım. Bir kez daha Filistin’in yalnız olmadığını göstererek destek veren tüm kardeşlerime de şükranlarımı sunuyorum.

 Yahya Bey sizleri tanıyarak başlamak istiyorum. Kendinizden bahsedebilir misiniz?

İsmim Yahya Abu Znaid, Kudüs’te doğdum ve orada yaşadım. Yaklaşık altı yıl önce Türkiye’ ye geldim. Burada Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler okudum. Bir süre tercümanlık üzerinde çalıştım. Evliyim ve eşim Filistinli olmasına rağmen Ürdün de yaşıyor. Yani ailesiyle birlikte Filistin’e gidemiyorlar çünkü sürgün edilmişler. Bu yüzden İstanbul’ da yaşıyoruz. Aynı zamanda şiir yazıyorum. “Beytül Maktis ve İstanbul Arasında Bir Hayat” adlı şiir kitabım var. Kısacası ümmet için çalışan bir insanım diye kendimi ifade etmek isterim.

 İlk olarak bizlere Filistin ve oradaki değerlerin Müslümanlar açısından önemini açıklayabilir misiniz?

Mescidi Aksa’dan başlayarak anlatmak istiyorum. Müslümanlar için Aksanın önemi çok büyük olmakla beraber ilk kıblemiz olarak tanımlıyoruz. Peygamber( sav.) buyurduğu gibi ziyaret edilmesi gereken üç mescitten birisi olarak biliyoruz. Aynı zamanda tarih boyunca ne zaman Kudüs esir oldu, bütün Müslümanlar zillet altında kaldı. Ne zaman ki Kudüs özgür oldu ve Müslümanlar o zaman huzur içinde yaşadı. Bizler için en büyük önemi bu iken dahası Müslümanların birçoğunun bıraktığı eserler var. Peygamberlerin inşa ettikleri ve bizlere bırakılan pek çok yapıda yer almaktadır.

 Bizlere Kudüs şehri ve orada bulunan mescidi aksanın tarihi hakkında bilgi verebilir misiniz?

Tarih boyunca birçok kutsal yapıya ev sahipliği yapan ve savaşlara konu olan Kudüs Filistin için çok değerlidir. Hemen içerisinde yer alan ve onu değerli kılan Mescidi Aksa ile karşısındaki Kubbet-üs Sahra bu süreçlerde farklı devletlerin hâkimiyeti altında kalmıştr. Bizler Selahaddin Eyyübi’nin Kudüs’ü fetih edince Kubbet-üs Sahranın kiliseden camiye çevrilmesi ile onu tanıyoruz.

 Okuyuculardan en fazla yöneltilen bir soru ile devam etmek istiyorum. Yahya Abu Znaid’i Kudüslü bir genç olarak ön plana çıkaran ne oldu? Bunda edebi alanda yazdıklarınızın da katkısı var mıdır?

Kudüslü Yahya’yı ön plana çıkaran tam olarak anında paylaşımlar ve canlı yayınlar yaparak tanınmaya başlanmış olmamdı. Yazdıklarımın da bunda çok büyük katkısı oldu. Elhamdülillah tüm kardeşlerimizde okuyarak bu şekilde bilgilenmiş oluyorlar. HEM OLAYI YAŞIYOR HEMDE ANLATIYORUM. Bu yüzden kelimelerin etkisi çok büyük oldu. Yine insanlar yazdıklarımı okuyunca bir şeyler hissetti ve hayatı değişti. Allah bizleri vesile kıldı. Ne mutlu ki elhamdülillah…

 İnsanlara okuduğunuz şiirler de adeta yaşatarak hissettirdiğiniz duyguları ele alırsak bu anlamda çok başarılısınız. Üstelik bu sayede oluşturduğunuz bilinçle duyarlı bir çok insan oluştu. Özellikle sizinle Kudüs’ü yeniden tanıyan, Filistin’i sahiplenen insanların geri dönüşü nasıl oldu. Bununla ilgili anlatmak istediğiniz bir anınız varsa dinleyebiliriz.

Öyle güzel mesajlar aldım ki halen de alıyorum. İlk olarak Kudüs’ün önemini ve bu şuurda verilen mücadeleyi çok iyi anladıklarını dile getirdiler. Defalarca kez elhamdülillah diyorum. Birçok ülkeden destek aldık. Hollanda, Almanya gibi pek çok ülkede ki kardeşlerimin olumlu mesajları beni çok mutlu etti. Filistin’i teslim etmediğimiz için, yine paylaşımlarımda yaşadığım olayların birçoğunu aktardım. Paylaşımlara dönük verdiğimiz kararlı duruştan dolayı en başta Türkiye’nin çok büyük desteğini gördük.

 Müslümanlar açısından Kudüs’ün öneminden bahsetmiştiniz. Peki, bizim için bu kadar değerli olan bu kutsal mekâna neden İsrail kadar sahip çıkamıyoruz?

Maalesef ne kadar önemli ve değerli olduğunu bilsek de kendi derdimizden dolayı bir araya gelemedik. İyi bir Müslüman olmadığımız için biz bunları yaşıyoruz. İyi bir Müslüman olamadığımız için Kudüs özgür değil, eğer iyi bir Müslüman olmayı başarabilirsek o zaman her şey daha farklı olur. Ben inanıyorum ki bunun temelinde aile yatıyor. Aileler çocuklarını yetiştirirken gerçekten bu kutsal yerlerin öneminden, Selahattin Eyyübi’den bahsetmiş olmaları gerekiyordu. İnsanlar bunların bilincinde olmadığı için başaramıyoruz. O yüzden insan ilk olarak kendinden başlamalı diye düşünüyorum. Kendi vicdanı ve aklı ile muhasebe ederse Kudüs’e sahip çıkar.

 Hacer-i muallâk olarak bildiğimiz muallâk taşının hem Müslümanlar hemde Yahudiler tarafından çok kıymetli olduğunu biliyoruz. Her ne kadar Kubbet-üs Sahra’nın içerisinde bulunduğunu duymuş olsak ta şuanda o taşın orada olmadığı ile alakalı söylentiler var. Bununla ilgili neler söyleyebilirsiniz?

Hacer-i muallâkla ilgili yanlış bilgiler veriliyor. Dağın tepesinde bulunan taşlar var fakat dağın üzerinde olduğu için muallâk bir Hacer değil. Rivayetlerde sadece taşların altında peygamber as. Sahabeler ve peygamberler ile namaz kılmış sonrasında sema ya yükselmiş buyruluyor. Bununla ilgili sadece bu kadar bilgiye sahibiz.

 Yıllardır kendi topraklarında korku içinde yaşayan halkla iç içe yaşıyor ve birçok olaylara şahit oluyorsunuz. Özellikle İsrail askerleri ile karşı karşıya kaldığınız zamanlar oldu. Bu zamanlarda yaşadığınız ilginç bir hikâyeniz var mıdır?

Evet, işgalciler ile karşı karşıya geldik. Hiç unutmam Aksa ya giderken karşıma çıkıp kimliğimi istediler. Bende bir an kendimi farklı hissederek onlara neden kimliğimi size vereyim ki ben zaten bu toprakların sahibiyim dedim. Çok sinir olmuştum. Sonra dört beş tane daha asker gelerek beni darp etmeye başladılar. Kalkmaya çalıştım ama çok fazla şiddet uygulamışlardı. Yaklaşık iki saat geçmeme izin vermeseler de yine de Aksaya gitmeye devam ettim.

 İsrail’in yaptığı bu vahşeti tarif etmekte zorlanıyorum. Siz bizzat bunları yaşadınız, gördünüz. Bir savaş var ve ortasında mücadele ediyorsunuz. Bu nasıl bir duygu o an neler hissettiniz?

İşgalci İsrail’in nasıl korkak bir millet olduğunu herkes gördü. Yenilmez asker algısı vardır ya biz o hale geldik. Allah kalbimize öyle bir teslimiyet verdi ki hiçbir şey umurumuzda değil. Cihat ruhu içimizde yaşıyor. Tarif edilemez bir güzellikte mutluyuz. Mutlu olmaya çalışıyoruz ve hayatımıza devam ediyoruz. Biz bu şekilde her şeye rağmen dik duruş sergilerken onlar bu durumdan çok rahatsız oluyor. Yaşadığımız tarifsiz acılar bir yana, Allah’a olan teslimiyetimizle ayakta çok rahat durabiliyoruz.

 Sizce Siyonist İsrail’in amacı Filistin topraklarına sahip olup kendi devletini kurmak mı yoksa daha farklı planlar mı kuruluyor?

Onların amacı bir devlet kurup kenara çekilmek değil çünkü devletlerini zaten kurdular. Zorbalıklarına devam ediyorlar. Lübnan’dan, Ürdün’den birçok yerden arazi aldılar. Bu şekilde yavaş yavaş toprakları ele geçiriyorlar. Sonraki hedef Türkiye olarak görünüyor. Hedeflerinde Türkiye var ve oraya saldırmaya çalışıyorlar.

 Ateşkes imzalanmış olsa da Filistin biz Müslümanların gündeminden asla düşemez. Onu sahiplendiğimiz gibi mücadele de etmek isteriz. Türkiye de dâhil olmak üzere Müslüman devletlerin bu anlamda nasıl bir yol haritası çizmesi gerekiyor. Filistin’in özgürlüğü için neler yapabiliriz?

Evet, ateşkes ilan edildi ama hala bu savaş bitmedi. Bu yüzden Müslüman devletlerin Türkiye, Azerbaycan, Katar gibi bir araya gelerek acil olarak toplantı yapmaları gerekiyor. Uluslararası birçok kuruluş olduğu gibi bu şekilde birleşip bir kuruluş da Filistin için oluşturulabilir.

Yahya Bey gayet açıklayıcı bir şekilde ilerleyen bu röportaj doğrultusunda gözlemlerime dayanarak sizleri ve Filistin halkını tebrik ederim. Bu sağlam düşünceler ve güçlü bir inançla bizlere kendinizi bir kez daha göstermiş oldunuz. Okuyucularımızın sorularının cevaplandırılıp bilgilendirilmesi adına bende sizlere teşekkür ediyorum. İnşallah bir daha ki sefere Kudüs’ün özgürlüğü adına güzel konuşmalar ile bir araya gelme temennisi diliyorum. Çok sevilen şiirlerinizden bir tanesi ile cümlelerimi sonlandırıyorum.

Rüyam da Kudüs’ü gördüm

Beni uzaktan çağırıyordu

Ona öyle bir baktım

Yalnız olmaktan ağlıyordu

Gözlerine bakıp söz verdim

Davanı her yerde yayınlayacağım

Ve bir gün onu fetih edeceğim.

Aliye Nur Akarsel

Eseri Beğendiniz mi?

5 Yorum

Yorum Gönder
  1. Davan davamız sen anlatmaya devam et et ki içimizdeki azim hiç gitmesin dua isteği bilinçlenme isteği hiç gitmesin daha iyi yerlere gelmelisin Rabbim yurudugun yolda seninde azmini imanını ve sözlerinin tesirini arttırsın Kabe ve mescid-i Nebevi bizim için neyse mescid-i aksa’da odur elhamdülillah Kabe ve Mescidi nebevi’ye gitmek nasip oldu şimdi bu üç mescitten birine gitme hakkım olsa mescid-i aksa’ya gitmek isterdim ve İsrail askerlerinin gözlerinin içine alnimdaki Türk bayrağı ile bir gün ansızın GELECEGİZ demek isterdim. Ve şimdi evlatlarımı daha iyi şekilde bilinçlendirerek yetiştiriyorum ve inanıyorum ki etrafta bir şeyler değiştirmek istiyorsak buna kendimizden başlamalıyız ben başladım Rabbim ayağımızı kaydırmasın duamdasin kardeşim bu mukaddes davayı sahiplenen gönulden bir duada ben isterim

  2. İnşallah Rabbimin izniyle en kısa zamanda fetih gerçekleşir hak yolunda savaşmanın emeğin za dedermi yaradan

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Yol

Arıyorsun