in

Göğsümde Kuşlar

Göğsümde Kuşlar   

  Bir hayat bitince diğeri nerede başlıyordu? Hayatım hiç başlamamış olmak üzere hüzne gömüldü. Bedenim, yorgun bedenim, ruhumun derinliklerinden gelen bir sarsıntı ile enkaza dönüştü. Yığıntılar arasında kalbimi aradım. Korku ve heyecanın getirdiği birliktelik gözlerimde ve göğsümde beliriyordu. Kalbimin yerinde olacağını düşünerek göğsüme el attım. Ellerimden süzülen boşluk sessizce yere aktı.   “Yağmur mu yağıyordu, yoksa gözyaşlarım haddini mi aştı?” Gözyaşlarımla yıkanan bedenim birden yere yığıldı. Kalbimin yerini koca bir boşluk aldı. Yığıntılar arasında onu aradım, sağa baktım sola baktım..
      “Gözlerim” dedim:” Onu göremeyecek kadar yorgun.” “Gözlerin” dedi:“Yeşil! Bir kere öpsem dudaklarımda orman filizlenir.” 
Bu ses de neydi, nereden gelmişti? Düşünceler beni ben düşünceleri boğdum. Yere oturdum, karanlığın sessizliğini dinledim. Sessizliği dinlerken aynı sesle irkildim:
    –Öyle güzelsin ki kuş koysunlar yoluna.

       Korktum, korkunun kalesini kurdum. Göğsümdeki heyecan, gözlerimdeki korkuyu sildi.
    –Yolum bile yokki bu enkazda kuş konulacak. Ses yok. Karanlıktaki ses benim yankılanan sesim. Ben ise bu enkazda yalnız ona emanetim. Birden göğsümden bir kapı açıldığını ve bir kuşun havalandığını gördüm. Gördüğüm gibi şaşkına döndüm. Az önce elimi attığım yerde bir kuş gizlenmişti, ve o ses bana tekrar seslenmişti.
     –Yoluna değil ama kalbine koydum. Ve o kuşu senin için uçurdum. İçimde bir anda şimşekler çakıp, yıldırımların düştüğünü hissettim. Kalbimin yerini bir kuş almıştı, peki kalbim nerede kalmıştı?
      Bugün sabah saatlerinde karşıdan karşıya geçerken dikkatsiz bir sürücü tarafından sonsuzluğa uğurlanmıştı. Ya da ikindi saatlerinde balkondan düşen saksıyla yere yığılmıştı. Çok büyük bir ihtimalle Huriye Teyze’nin gazabına uğramış ve merdivenlerden yuvarlanmıştı.
      Kalbim yoktu evet ama ayaktaydım ve hatta hayattaydım. Birden o sesi aradım. Kim olduğunu, burada ne aradığını sordum. 
    –Senim.
    –Sen bensen ben kimim?
    –Benim.

       Anlayamıyordum. Bu sesin kime ait olduğunu, kalbimin neden yerinde olmadığını hatta hala yaşıyor olmamı.. O ses son kez seslenmişti:
   –Uyanmak var dünyada
      Yine sana
      Yine bana.. 
      Uyandım. Uyandım bu dünyada, yine ona yine ona…

Eseri Beğendiniz mi?

10 Yorum

Yorum Gönder
  1. İlk cümlesinden, son cümlesine “edebiyat” kokan bir eser olmuş. Eserde bahsetmek istediğiniz duyguları, gündelik yaşantımızda kullandığımız gibi doğrudan ifade etmek yerine, edebi cümlelerle ifade etmeniz beni nasıl mutlu etti tarif edemem!

    “Bir hayat bitince diğeri nerede başlıyordu?” Eserinize bu cümleyle başlamanız, beni daha eserin devamını okumadan etkileyen bir husus olmuştur. Düşünmenin ve bu bağlamda yapılabilecek her türlü etkinliğin fayda sağlayacağına inanıyorum. Sizin de ilk cümlenizde yer verdiğiniz bu ifadeden dolayı, bahsettiğim faydayı sağlayan insanlardan olduğunuzu düşünmekteyim.

    İkinci olarak, yukarıda da bahsettiğim gibi betimlemeleriniz bir okuyucuda hayretle uyandırabilecek seviyede. Betimlemelerin mantığını çözmek için mi yoksa eseri daha bütün bir şekilde anlayabilmek için mi ya da eseri cidden çok beğendiğim için mi bilmiyorum ama en az beş kere okuduğumu ifade edebilirim.
    Tebrik ederim! Kaleminize sağlık.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

İçimizdeki Yoksulluk

Gerçek Dost