in ,

Soğuk Polisiye

Soğuk Polisiye

Soğuk Polisiye

Biraz yürüyüş hem bedenime hem zihnime iyi gelmişti. Dışarıda her şahit olduğum şey sanatımla romanıma ışık olacaktı; gökyüzünde parlayan güneş, cıvıl cıvıl ötüşen kuşlar, masmavi gökyüzü, yemyeşil çimler ve her ılık esen rüzgarda burnumda dans eden nem.

Elimi yüzümü yıkadım ve yazı yazmak için MAC marka bilgisayarımın başına oturdum. Yanımda bulunan not kağıdına bildiklerimi unutmamak için özenle notlarımı aldım. Zihnimde olan olayları düşündüm tasarladım ardından parmaklarım klavyemin üstünde dans etti her tuşa bastığımda çıkan o naif ses ve sayfayı dolduran kelimeler beni mutlu ediyordu. Polisiye yazmak bana ayrıyeten bir keyif veriyordu, gizemli olaylar birbiri ardına gelen cesetler yazması beni motive ediyordu. Karakterlerimle yaşamayı seviyorum çünkü benim hayatımdan bir parça olmuşlardı her anılarını benle yaşadılar en ustaca cinayetleri benimle çözdüler. Klavyemin başına oturduğum vakit çoktan bir saati aşmıştı belim biraz tutuldu, oturduğum yazımın başından kısa bir mola için kalktım yazmak için enfes bir tutku duyuyordum fakat fiziksel olarak saatlerce bu imkansızdı. Hemen kendime bir filtre kahve yaptım acı kahvemi bir güzel yudumladım. Kitaplığımın yanından geçtim o saman yapraklarının kokusu beni adeta büyülyordu, motive ediyordu. Elimde tuttuğum kahve bardağının sıcaklığını hissetmeye başlamıştım. Çok hızlı bir şekilde sallanmaya başladım.

“Kenan, Kenan…hadi kalk masa başında uyulur mu? “başımı kaldırdığımda başımda duran kişinin Ali olduğunu görüyorum.

“Yine iyi daldın ha rüya alemine. “diye iğneli cümlesini bana yineledi ve bir kahkaha patlattık.

“Gece kahveyi fazla kaçırmışım oğlum uyuyamadım.” gözlerimin içine baktı hadi canım dercesine burun delikleri bir açıldı bir kapandı. Kalktığımda başımda çok sancılı bir ağrı hissettim adeta biri kafama tokmak vurmuş misali. Askıda beni bekleyen kaşe kabanımı aldım mermer basamaklardan aşağıya süzülerek merkezden dışarı çıktım. Gözlerini kısmış ekip otolarını kesen Ali bana doğru dönerek;

“Tarlabaşı’nda bir cinayet var oraya gidiyoruz, hazır mısın bakalım?” ciddi bir tavırla söyledi.

“Hazırım, yine manyağın teki durmadı bir insanın canına kıydı desene.” bunları söylerken ağzımdan çıkan dumanlarla havanın daha da soğuk olduğunu cildime çarpan havanın yanaklarımı kızarttığını fark edebiliyorum.

Biz Ali ile zangır zangır titreyip donacakken önümüze sirenlerini yakmış bir polis aracı durdu onun arkasına da emektarım, gıcır gıcır parlayan Ford emektarım durdu. Motorun gücünden ısınmış aracımın içine attım kendimi tatlı tatlı gazlayarak merkezin geniş bahçesinden Tarlabaşı sokaklarına doğru çıktık. Çok geçmeden ihbar gelen binanın eski bir Fransız mimarisi olan kalın duvarlı binalarda işlendiğini evin etrafında duran olay yeri inceleme minibüslerinden tahmin edebiliyoruz.

İndik basamaklardan çıkarken burnuma arap sabunu ile karışık nem ve küf kokuları geliyor. Kapısı açık daireye adımımızı attığımızda içerde kan kokuyordu rahatsız edecek derecede kan kokuyordu. Ahşap pervazlı kapıdan içeri geçtiğimizde yatağında göğsüne 5-6 kere yediği şiddetli bıçak darbeleri inen maktulü görüyorum, gözlerinin bebekleri yukarı kaymış sadece gözlerinin beyazı gözüküyor kurban çoktan huzura kavuşmuş diye geçiriyorum içimden.

Etraf bir anda karıyor, gözlerimin altından beyaz bir ışık destesi süzülüyor gözlerimi hemen Ali’ye çeviriyorum yanımda ne Ali var ne başkası. Yatakta yatan kurban, ben ve nem, küf kokan merdiven boşluğu omuzlarımda gereksiz bir baskı hissediyorum gözlerim kapalıymış da açılırmışçasına. Maktulün göz bebekleri yerine geliyor. Bana pis pis sırıtıyor boğazımda bir düğümlenme hissediyorum karanlık büyüyor büyüyor ve ardından nefes nefese bilgisayarımın başında uyanıyorum. Hemen su içim sakinleştikten sonra havanın karardığını romanımı yazarken uyuduğumu ve çok iyi bir cinayet masası polisi olduğumu görüyordum.

Kendi kendime bir süre güldüm hayal gücüm zirve yapmıştı romanımı yazarken. Raflarda yerini aldığında bu olayla anılacaktı.

Musa Ünal

"Soğuk Polisiye" Eserinde Kullanılan Fotoğraf

Soğuk Polisiye

Fotoğraf: Akif Cansu

YouTube kanalımıza abone olabilirsiniz: Edebi Alem
"Soğuk Polisiye" 

Eseri Beğendiniz mi?

2 Yorum

Yorum Gönder
  1. Polisiye romanları kendimi bildim bileli ilgimi çeker ancak hiç okumadım, genelde İstihbarat okumayı tercih ediyorum. Ancak sizin romanınızı şu an merak ettim doğrusu. Umarım en kısa zamanda elimizde olur da kokusunu içimize çekerek okuruz. Elinize sağlık…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Ölüm Telâşı

Eğitim Kaosu