in ,

Zurna Dürüm – 3

Zurna Dürüm – 3. Bölüm

 Sadece birkaç saat sonraydı… kâğıt işleri bitmiş, nezarethaneye gönderilmişti. Nezarethane soğuk ve sert… İnsanın içine işleyen bir ürperti… yabancı ve tehditkâr gölgeler… önceleri parmaklıkların ardına gitmeye çalışan çığlıkların kendi içine dönüşü…

Zurna Dürüm-3

  Buzhanede, nezarethaneye öyle diyorlar, iki günden sadece biraz fazla kaldı. Diğer mahkumlardan çok korkuyordu. “Kalp deniz, dil kıyıdır” demiş ya Mevlâna, bu mahkumların da diline hatta yüzüne vurmuş kalpleri. Soğuk nezarethanenin içine çok loş bir ışık vuruyordu. Adeta günümüz insanının varlığı ve yokluğu belli olmayan acizliği gibi. Her Allah’ın günü, daha iyi olabileceğini kendine söylemeyi düstur edinmiş başarısızlar sürüsünden bir taneymiş gibi parıldıyordu lamba. Hatta bazen beyaz bir mumu andırıyordu. Arada bir gidiyor sonra elektrik çıtırdaması ile kendine tekrar geliyordu. Peki ya o yarısı koyu mavi olan duvarlar ve rengi fıstık yeşiline benzeyen, ışıktan dolayı diğer yarısının rengi tam gözükmüyordu, duvarlar… ne kadar da resmi ve ciddiydi. Resmi yerlerin resmi renklere ihtiyacı vardır diye düşündü. Uzun bir cümle kurmayalı çok zaman olmuştu. Sıradan günlerde de pek konuşkan değildi ama hiç değilse birkaç cümle kuruyordu. Birçoğu işi ile alakalı da olsa bu, insana yani aslında adama yetiyordu. Şimdi ise yıllardır konuşmamış hissediyordu. Issız adada kalmış triplerine girmenin manası olmadığını düşündü. Karşısında suçlu da olsa insanlar vardı. Ne olurdu ki iki kelam etse? Gazı aldı ve ortaya soruyu attı:

– Niye içeridesin? 

– Valla emmioğlu, demesi zor. Üç adam öldürdüm. Peki sen niye buralara düştün gardaş?

  Soruya birisi karşılık vermişti. Biraz geç cevap vermişti ama olsun. Ona kızacak hali yok ya. Hem mahkûm 3 kişinin canını aldığını hiç zorlanmadan söylemişti. İnsan canına pazar elması muamelesi yapıyordu mahkûm. Şimdi cevap sırası adama gelmişti ama suçu neydi ki? Gerçekten ne için içeri alındığını söylese dalga geçtiğini düşünür müydü? Görmenin tek yolu vardı:

– Zurnayı bitiremedim.

Cümleler havayı yarıp geçmişti. Kısa bir sessizlik olmadı. O kadar ani ve yoğun bir tepki verdi ki mahkûm, yüzünden ve hareketlerinden her şey anlaşılıyordu. Gülmedi, dalga geçmedi. Yalnızca iğrendi. İçinden lanetler okuduğu her halinden belliydi. 

  Tüm bunlar yaşanırken buzhanenin güvenliğinden sorumlu polis memuru şarkı dinliyordu;

“İki zurna bir araya gelmemeliydik… belki de bu kadar yememeliydik… sana ısmarlayacağım zurnaya yazık…”

Hamza Gök

Zurna Dürüm 1. Bölüm

Zurna Dürüm 2. Bölüm

YouTube: Edebi Alem “Zurna Dürüm”

Eseri Beğendiniz mi?

14 Beğeni
Upvote Downvote

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Şair Ne Sanıyorsun Acıyı

Hayatın Cilvesinden