in

Özgürce Kükreyiş

Özgürce Kükreyiş

Özgürce Kükreyiş -Aslan-

 

Festivallerin birbirini kovaladığı şehrimizde çok büyük bir organizasyon yapılacağını öğrendiğim saatten beri heyecanımı saklayamıyordum. Tanıdığım tüm herkese bu organizasyon hakkında fikirleri olup olmadığını soruyor ve kendi düşüncelerimi onlara anlatıyordum.

Bu şehre ilk geldiğim günlerde hayat enerjimin diplerde olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim sizlere. Hatta bu şehre geliş sebebim de hayata dair bir şeyler hissedebilmek, yaşayabilmekti. Zira epeydir sadece varlığımı korumanın ötesinde yaşamaya dair bir şey yaptığım yoktu. 

Özgürce Kükreyiş

Şehre gelmeden evvel arkadaşlarım, bu şehri bana tavsiye ettiklerinde, onların şehir hakkında söyledikleri şeylerin bende çok büyük bir tesiri olmayacağını bile düşünüyordum.

Yanılmışım!

Şehre adım attığım andan itibaren ruh halim değişmiş adeta enerjim yükselmişti. Başta bunun yalnızca basit bir mekan değişikliği olduğunu ve her mekan değişikliğinde yaşadığım kısa süreli bir heyecandan fazlası olamayacağını düşünmüştüm.
Tekrar söylemek istiyorum ki yanılmışım!

Bu şehirde yirminci günüm ve hayat enerjimin yükseldiğini çok net hissedebiliyordum.

Şehre geldiğim ilk gün, çeşitli enstrümanlar çalan bir ekibe denk gelmiştim. Onların enstrümanlarından çıkan melodiler, kulağıma aks etmiş ve ruhum o eşsiz notalarla ve o notalara eşlik eden ritimlerle dans ediyordu adeta. 

İkinci gün bir pandomim sanatçısının, hiçbir kelimeye ihtiyaç duymadan onlarca şey anlatması bu şehirden önceki yaşantımda kendimi yüzlerce kez izah edebilmek için yaptığım açıklamaları aklıma getirmiş ve onlardan arınmamı sağlamıştı.

Üçüncü gün bir folklor ekibi sokakta dans ediyordu. Bu folklor ekibi ise uyumun ve zamanlamanın nasıl estetik bir görüntü oluşturduğunu net bir şekilde gözler önüne seriyordu…

Dördüncü gün ve devamında da birden fazla canlının yaptığı eylemlerle ruhum adeta mest oluyordu. Ruhum, yıllardır aradığı kanı bulmuş ve bundan beslenebilmenin lezzetini aldığı için de hep daha fazlasını istiyordu. 

Bu şehrin, ruhumun fazlaya karşı olan isteğini karşılama konusunda ne kadar başarılı olduğu, bu şehre gelişimin ilk üç gününde anlattığım olaylar vesilesiyle anlaşılabilir diye umuyorum. 

Büyülenmiş gibiydim. Şehrin bu olumlu etkisinden çıkamıyordum. Bu etkiden çıkmak gibi bir niyetim yoktu elbette ama üst üste yirmi gün boyunca enerjimin yüksek olabileceğine, bir türlü inanamıyordum.

Bu şehir bu zamana kadar olmayanı, benim için ütopik olanı başarmıştı.

İşte bugün yapılacak olan organizasyonun bana heyecan vermesi de tam olarak bu şehrin enerji dolu atmosferinden kaynaklıydı. Bir etkinliğin peşini hemen bir diğeri kovalıyor ve şehrin sakinleri de bu etkinliklere heyecan duyuyordu.

Özgürce Kükreyiş

Bugün yapılacak organizasyon için belirlenen alana geldiğimde ise bir kafesin içerisinde ve tam yirmi ip ile bağlanan bir aslanın orada mahkum edildiğini görüyordum. 

Hayretler içinde kalmıştım adeta! Bu şehir nasıl olurda bir canlıyı mahkum edebilirdi? Bu etkinlik bu şehre ait olamazdı! Olmamalıydı!

Hayal kırıklığı üstüne aslanın yirmi koca iple bağlı olduğunu görmem, onun özgürce hareket etmesine engel olan o ipleri görmem, bana beni hatırlatmıştı.

Bu şehre gelmeden önceki yıllarımı hatırlatmıştı. Görünmez onlarca iple bağlı olduğum için rahatça hareket edemediğim onlarca yıl aklıma gelmişti. Bunu hiçbir canlı hak etmiyordu. Hiçbir canlı görünür görünmez böylesi bir engelle karşılaşmamalı, özgürce yaşayabilmeliydi.

Bu şehrin bende olan anlamını kaybetmesini istemiyordum. Fakat artık olan olmuştu ve aslanı bir kafese, beni ise geçmişime mahkum etmişti bu şehir. 

Belki aslan o iplerinden kurtulabilse ben de kurtulabilirdim iplerimden diye düşündüm ve aslanın hür olmasıyla birlikte ben de özgürleşecektim. İki farklı türdeki canlının özgürleşebilmesi için tarihi günlerden birini yaşıyordum adeta. Bu tarihi günün karakterlerinden biri onlarca dış etmene kulak kesilmekten, onları düşünmekten adeta görünmez iplerle bağlı olan ben ve gözümün önünde, bir diğer canlının (insanın) eğlencesi için yirmi farklı ip ile mahkum edilmiş olan aslandan başkası değildi.

Bir yolunu bulup ona yardım etmeliydi diye düşünüp bir anda kendimden hiç beklenmeyen bir atiklikle atılıvermiştim aslanın bağlı olduğu kafesin yanına. Hatta aslanın bağlı olduğu iplerden birini kimse fark etmeden çözüvermiştim bile.

Özgürce Kükreyiş

Ben iplerden birini çözdükçe aslan daha bir özgürleşiyor ve ben de adeta kendi özümü buluyordum. 

Bu döngü yirmi ipin yirmisini de çözene kadar devam etti. En nihayetinde yirmi ipi de çözdüğümde,  o zamana kadar beni fark etmeyen insanlar, bir anda aslanın da kükremesiyle beni fark etmişlerdi.

Aslan kendi özgürlüğüne, bense kendi özümü bulma şerefine nail olmuştum. Böylece, benim için derin anlamlar içeren bu festivaller şehrindeki şovlardan birini de ben yapmıştım. Nasıl mı?

İplerimden kurtulmuş bir şekilde
Kendimi bularak!

Mükremin Aslan

 

Kendi hikayenizi yazmak ister misiniz?

Kıymetli okurlarımız, sizlerde kendi hikayelerinizi kaleme alabilir ve sitemizde paylaşabilirsiniz. Bunun için tek ihtiyacınız olan şey bir kalem ve kağıttan başka bir şey değil. 

Hikaye türünde bir eser kaleme alma konusunda karar verdikten sonra kendinize bir konu belirleyebilirsiniz. Eğer bir akım doğrultusunda(sürrealizm, romantizm, modernizm, naturalizm, idealizm, realizm vs.) yazmak isterseniz yazacağınız konuları da o akıma uygun olarak seçmenizi tavsiye ederiz.

Eseri Beğendiniz mi?

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Uzun İnce Bir Yoldayım Türküsünün Hikayesi

Ölümsüzlük Mümkün mü?

Ölümsüzlük Mümkün mü?