Cemile
İnsanlık o rahmin içindeydi. Baştan aşağı var olurken insanın vücudu, küçücük bir canlı olarak görüldü de cinsiyeti belli olana dek insan sıfatına layık görülmedi. Cemile doğduğunda daha on günlük bir bebekken annesi darp edildi. Ayyaş babasının umduğunu değil bulduğunu yemesiydi sebebi. İnsanlığı doğuranların insan olarak kıymeti neredeydi? Nesilden nesile aktarılan kalıp yargıların gölgesinde büyüyen Cemile mühendis olmak istiyordu. Ama mühendis olup hayatı tasarlamak bir yana daha kendi hayatını dahi yaşamasına izin verilmemişti.
On altısında kendisinden yirmi beş yaş büyük bir adamla evlendirilmek için söz kesildi. Genç yaşta dul kalan bu adamın yemeğini yapacak, çamaşırını yıkayacak, evini çekip çevirecek ve birkaç tane de çocuk doğuracak birine ihtiyacı varmış, parası da çokmuş. Cemile okusa faydası kimeymiş? Mış gibi sebeplerden türeyen roller Cemile’nin kaderiymiş! Oysa nergis çiçeği gibi duru gözlerinden o latif hayalleri parıldarken bir kocanın koynuna gömülüp solmak varlığına tecavüzdü.
Var olmak onun da hakkıydı, insan türünün dişi ya da eril olması onları farklı kılmamalı aksine birbirini tamamlayarak yüceltmeliydi. Yaşından büyük aklı ile bunların ayrımına varan Cemile karar verdi ve 21 Mart günü sabaha karşı kaçıp bir polis karakoluna sığındı. Gecenin ve gündüzün eşit olduğu bu tarih onun kutlu davasının başlangıcıydı. Başka Cemile’ler varlığı için savaşmak zorunda kalmamalıydı.
Sibel Gidici
Sibel Gidici’nin kaleme aldığı “Kendine Gel” adlı eseri okudunuz mu?
YouTube: Edebi Alem