in

Çocuklar Üzerinden Yaşam-1

Çocuklar Üzerinden Yaşam-1

Toplumun bir kısmı gibi görünse de, aslında topluma toplum statüsü veren çocuklardır. Her çocuk büyüyüp gelişerek yetişkin bir birey olma yolunda ilerler. Bu süreçte etkileşim halinde olduğu tüm faktörler onun ileriye yönelik sermayesidir.
Bir önceki çalışmalarda toplumdaki kadınların sorunları ve çözüm önerileri ile yaşamlarını ele almış sonrasında ise erkeklerin üzerinden devam ettirmiştim. Son olarak çocuklar üzerinden yaşam adlı çalışma ile nokta koymak istiyorum. Çünkü çocuklar yaşadıkları durumlar karşısında bir önceki röportajlarda yerlerini almış olacak. Maalesef ki bazıları şiddetin içerisinde bazıları farklı bağımlıklar ile bu zinciri tamamlamış olacaklar. İyi ya da kötü ama mutlaka toplumda bir rolleri olacak.

Yapılan bu çalışmada yaklaşık 200 çocuğun yaşama ulaştım. Kendilerine kalem uzattığımız çocuklarımızın bir kısmının anlattıklarını aktarmış oldum. Bu çalışmada kendi izlenimleri ile bizlere yaşamlarından bahseden çocuklarımızın tüm hakları korunarak kişisel bilgilerine yer verilmedi. Zaten bizim için önemli olan kendilerini hayatta nasıl konumlandırabiliyor olmaları değil mi? Anlattıkları olaylar üzerinde düzenlemeler yaparak yazıya geçirdim. Ayrıca burada geçen olaylar gerçek olup, yaşanmış hatta yaşanmaya devam ediliyor da diyebiliriz. Şimdi yaptığımız bu çalışmadan birkaç tanesini paylaşarak başlayalım. Bir çocuk olarak kendi yaşantından neler söyleyebilirsin? Sorusuna karşılık verilen cevapları buyurun hep birlikte okuyalım.


 16 yaşındayım. Küçük yaşlarda geçirdiğim havale sonucunda parmaklarımdaki sinir uçlarım zarar görmüş. Bu yüzden parmaklarımı tam kullanamıyorum. Çoğu zaman işlev görmeyen parmaklarım bir de şekil olarak normal görünmüyor. Bu durum beni rahatsız etmekle birlikte eksik hissettiriyor, başka birisi gibiyim. Yaptığım ve yapmak istediğim her ne varsa kendime olan güvensizliğim yüzünden yolunda gitmiyor. Çok erken değil mi hayattan umudumu kesmem için? Aslında kendimle barışık yaşıyorum ta ki birileri parmaklarımı hatırlatana kadar yani mutlu olduğum zamanım o kadar az diyebilirim. İşte benim için yaşam ne diye sorulursa bir çocuğun parmaklarını kullanması rahatça yemek yiyip, kalem tutması diyebilirim.

Engelli olarak tanımladığımız bu insanların her birinin hayatta ki tutumu bu şekilde devam ediyor. Gönderilen yazılarda genel olarak buna benzer pek çok hikâye yer alıyor. Umarım insanları olduğu gibi kabul etmek yerine ayrıştırmamızın ne gibi sonuçlar doğurduğunu görebiliyoruzdur. Bu yüzden çevremizdeki bu gibi durumlar karşısında daha temkinli olmamız belki de onların hayata bakış açısını bir nebze güzelleştirir diye düşünüyorum. Çok fazla engelli kardeşimiz hikâyelerini yazmış olsa da hepsinin adına birkaç tanesini paylaşıyorum.

Bazı hikâyeleri okurken içimin almadığı, kabullenemediğim olayları çocukların bizzat yaşıyor olmaları bu çalışma da beni çok etkiledi. Ahlaki çöküntünün sıkça hızlanmaya başladığı şu zamanda kişilerin köküne indiğimizde temel problemlerin çocukluktan kalan fiziksel ve psikolojik etmenler olduğunu görmekteyiz. Bu etapta da buna maruz kalan çocukları göreceğiz.


 Ben nefretin içinde yetişen bir çocuk olarak sevgiye aç bırakıldığımı söylemek istiyorum. Bir çocuğun annesinin başına gelecek en kötü şeyi bilmesinden daha korkuncu bunu baba dediği insanın yapmış olmasıdır. Annem babamdan nefret ederdi. Bunu o çocuğun söylemesi mi yoksa bilmesi mi korkunç? Belki de daha korkunç bir şey daha biliyorumdur. Annemin beni bir kez bile kucaklayıp sevmemesi yani babama hissettiği duygularının aynısını benim içinde hissediyor olması beni yıllarca çok üzdü. Gerçek nedeninin ne olduğunu öğrenene kadar ona hep kızıyordum oysaki ne kadar da haklıymış. Bana olan ilgisizliğini şimdilerde hak veriyorum. Aslında çocukların üzerinden yaşamı sorguluyorsunuz ya annemi sorgulamanızı isterdim. Çünkü o bir çocukken hayatının en ağır travmasını almış. İstemediği bir birlikteliğe zorlanarak üstelik yetmezmiş gibi birde o adamla evlendirmişler. Hani o adam diyorum ya işte o adam benim babam dediğim insan…

Bana yaşamın ne olduğunu sorarsanız annemi hatırlatırım yıllarca hak vermediğim o kadını hatırlarım. Beni görmek istememesini, dokunmak istememesini hatırlarım. Bunlarla devam eden bir yaşamım varken ileride olacak güzel şeylerin hayatımı çok da değiştirmeyeceği kanaatindeyim.


 Hayata bir sıfır yenik başlamışım. Ağzıma bile almak istemediğim bir adam annemin hayatını mahveden kardeşlerimin geleceğini ellerinden alan bir adam benim başrolümde yer alıyor. Biz çocuğuz, bizler senin çocuğunuz, söylemek istediğim çok şey var. Yıllarca babamın istismarına maruz kaldım. Kardeşlerim de bende buna defalarca şahit olduk. Annem yarı ölüm halinde uyuşturucu komasına sokan bir mahlûk yüzünden kendisine gelemiyor. Ne zaman ayağa kalkmak istese yine aynı şeyleri yaşatıyor. Yakın bir zamana kadar ondan kurtulmuştuk. Yine dışarı bırakmışlar delil yetersizliğinden, en büyük delil daha ne olabilir? Bize baktıklarında gördükleri şeyler yetmez mi? Çocuklara karşı ilgi duyan bu hastalıklı insan için kaç kişinin hayatı daha zehir olmalı? Benim yaşamım çocukluğum diye bir cümle kuramam, istemem de zaten bu hayatta bende annem gibi yarı ölü bir şekildeyim. Belki bundan sonra yeni bir sayfa açarak hayatıma devam ederim. Fakat bu yaşadıklarımı nasıl unuturum bilmiyorum.

Buradaki yazılanlar eminim ki sizleri de çok şaşırttı. Dediğim gibi bu olaylar gerçek ve buna benzer yüzlerce farklı hikâye var. Ulaşabildiklerimiz kadarıyla aktarabiliyorum. Bizler bu olaylar karşısında gerçekçi bir bakış açısı ile durmalıyız. Toplumun temelinde yatan sorunlar çocukluk döneminde yaşanılan şeyler ve bu daha sonrasında diğer dönemlere de sirayet ediyor. Eğer ki bilinçli bir anne baba, gelişmiş ve ahlaki seviyeyi koruyabilen bir toplum olabilirsek çocuklarımızın sağlıklı bir şekilde hayatlarına devam etmesini sağlamış oluruz.


 Kalabalık ortamlarda uyum sağlayan birisi değilimdir. Maddi durumumuz üst seviyede diyecek kadar iyi ve hiçbir şeye ihtiyacım yok. Yalnız kleptomani (çalma hastalığı) rahatsızlığım var. Arkadaşlarım ile anlaşamıyorum. Hoşuma giden bir şey gördüğümde onu sahipleniyorum. Açık konuşmak gerekirse hırsızlık yapmış olduğumun farkındayım. Ailem defalarca benim yüzümden rezil oldu. Babam çok utanıyor, annemde öyle ama ben niye yaptığımı bilmiyorum. Bu yüzden bir yerde kalıcı bir durumum söz konusu değil. Şimdilik psikiyatrikler ile tedavi sürecinden geçiyorum. O an yaptığım şeylerin yanlış olduğunun bilincinde olmasam da şuan kendimden çok utanıyorum. Başarılı bir çocuk olduğumu itiraf edebilirim. Fakat başarılı olmak beni bu durumdan kurtarmıyor hatta zengin olmaktan bile…


 İsmim Fatma nur 17 yaşındayım. Kendimi bildim bileli kilo problemi yaşıyorum. Bu durumdan o kadar çok sıkıldım ki anlatamam…
Oysaki zayıf olmayı ben istemez miyim neden bu şekilde topluma kendimi kabul ettiremiyorum. Her girdiğim ortam da neden gözler benim üzerime yoğunlaşıyor? Bazen kilolu olduğum için öyle hakaretlere maruz kalıyorum ki hem psikolojik olarak hem ruhsal anlamda yıpranıyorum. Üstelik bu sefer daha da yemeye başlayınca kendime hâkim olamıyorum. Dışarıya çıkmak istemiyorum. Arkadaş ortamları, kalabalık olan her yer beni daraltıyor. Bu baskıların sonucunda kendimle ve bedenimle de barışık olamıyorum.


Tam bu dönemler aslında çocuklar için çok risklidir. Onlara gelen küçük bir olumsuz eleştiri kendilerinden bile nefret etmeye sebeptir. Çok fazla vücutlarını önemsedikleri ve bunu bir takıntı haline getirdiklerini unutmamalıyız. Gönderilen yazılarda yine sadece içlerinden bir örnek oysaki genel olarak bu yaşlardaki çocukların boyları, kiloları, yüzleri ve birçok uzuvları ile başı dertte. Tabii ki bu süreci atlatana kadar sitem etseler de en başta anne babaların destek olup olumsuz eleştirilerden kaçınmaları gerekir. Sırf zayıflamak için yada daha güzel görünmek için türlü işkencelere maruz kalan psikolojik olarak şiddet gören çocuklarımız ilerde agresif, çevresiyle iletişim sağlayamayan biri haline dönüşecektir. Bu konuyu fazlası ile önemsiyorum ve okuyucular olarak sizlerden ricam insanları olduğu gibi kabul edin. Eğer söylemek istediğimiz şeyler varsa üslubumuzu bozmadan da anlatabiliriz diye düşünüyorum.

Son olarak güzel bir yazı ile cümlelerimi bitirmek istiyorum. Hayatta güzel şeyler de var. Başarıları ile düşünceleri ile çocukluğuna kenetlenmiş binlerce genç var. Her birinin hikâyesi mutlaka ayrı bunlardan kardeşlerine hayatını adayan feride nin hikâyesi ile devam edelim.


 Ben Feride yaşım 19, ikisi kız biri erkek üç tane küçük kardeşim var. 2014 de kız kardeşim Akdeniz anemisi olduğu ortaya çıktı ve tedaviye başladık. Kardeşlerimin tedavisi için tek şart ilik nakli olmasıydı. Hiçbir ailenin iliği kardeşlerime olmazken benimkinin uyması beni çok mutlu etti. O yıl kardeşim Esma Nur’a ilik naklinin ardından diğer kardeşim Aylin dünyaya geldi. Doğuştan Akdeniz anemisi olduğunu söylediler. İkinci kez aynı şoku yaşadık. Yine aynı şekilde sadece benimle uyum sağlıyordu. Kardeşime iliğimi naklettikten sonra sağlığına kavuştular. Bu duyguyu size nasıl tarif etsem az, kardeşlerim için her şeyimi veririm. Onlara karşı yaptığım bu davranış beni çok gururlandırıyor. Bundan güzel bir mutluluk yok. Yaşamın benim için asıl şimdi var olduğunun ve onlara baktıkça ne kadar anlamlı olduğunun bilincindeyim.

Aliye Nur Akarsel 

YouTube kanalımız abone olabilirsiniz: Edebi Alem  [su_button url="https://www.youtube.com/channel/UCgAYZC_QsbT4iEUS9ninVgQ" target="blank" background="#2def8d"]Abone Ol[/su_button]
"Oku" butonuna basarak diğer eserleri okuyabilirsiniz.

Kadınlar Üzerinden Yaşam-1: [su_button url=”https://edebialem.com/bilgi-kupu/kadinlar-uzerinden-yasam/” target=”blank” background=”#2def8d”]Oku[/su_button]

Kadınlar Üzerinden Yaşam-2: [su_button url=”https://edebialem.com/bilgi-kupu/kadinlar-uzerinden-yasam-2-bolum/” target=”blank” background=”#2def8d”]Oku[/su_button]

Kadınlar Üzerinden Yaşam-3: [su_button url=”https://edebialem.com/bilgi-kupu/kadinlar-uzerinden-yasam-3/” target=”blank” background=”#2def8d”]Oku[/su_button]

Erkekler Üzerinden Yaşam-1: [su_button url=”https://edebialem.com/bilgi-kupu/erkekler-uzerinden-yasam-1/” target=”blank” background=”#2def8d”]Oku[/su_button]

Erkekler Üzerinden Yaşam-2: [su_button url=”https://edebialem.com/bilgi-kupu/erkekler-uzerinden-yasam-1/” target=”blank” background=”#2def8d”]Oku[/su_button]

Eseri Beğendiniz mi?

2 Yorum

Yorum Gönder
  1. Yaşamı farklı pencerelerden değerlendirdiğiniz esrleriniz arasında en çok dikkatimi bu eseriniz çekti Aliye Hanım. Kaleminize sağlık. okurken içimden “keşke sadece basit bir kurgu olsaydı,” dedim. Ama değildi, kapalı kapıların ardında yaşanan olaylara, kapalı kapılar ardında solup giden çiçeklere ışık tutmuş, kapı açmışsınız. yüreğinize sağlık, toplum okuyarak, anlayarak gelişecek böyle bir eser ile bu sanata değer katmışsınız.

    • Değerli yorumlarınız için teşekkür ederim Gülsüm Hanım, inanın bunları kayda geçirirken bir kurmaca olmasını gerçek olmamasını o zaman diliminde çok istedim. Bunlar biraz daha düzenlenmiş sakıncalı yerlerin ayrıştırılmış hâli peki neden biz bu insanları saklıyoruz ? Neden bu çocuklar bir günah işlemiş gibi utanıyor? ama bunları yapan insanlar eminim ki şuanda bir yerlerde başkalarına dinden, ahlaktan, edepten bahsediyor. Bu çocukların dinlenmeye ihtiyacı var. Buna şahit oldum. Yazdıkları ile rahatlayan artık kendine güvenen başkalarının hikâyelerinide okudukça kendini farklı görmeyen kişiler oluştu. Bir şeyler anlatmak isteyen bütün çocukların anne ve babaları tarafından dinlenmeye ihtiyacı var. İlk defa bir eserimin herkes tarafından okunmasını çok istedim. Aslında benim değil bu çocukların eseri onların kaleme aldığı yazılardı. Herkes okumalı hala dönüş yapamayan yaşadıklarını anlatamayan ve benimde sesimi duyuramadığım binlerce çocuk var. Hepsine umut olan bu sözler umarım faydalı olur.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Zaman Alıyor (ŞiirAhabir)

Hazer Bülbülüm