in ,

Umuda Göç

Umuda Göç

Umuda Göç“Umut” nedir Sevgili Okuyucu?

Sözlüğe göre: “Ummaktan doğan iç erinci, güven duygusu.” ya da “Olması beklenilen şey, ümit.” Peki bize göre, size göre nedir umut? Mesela ben şöyle tanımlarım: “Tomurcuklanan çiçeğin açması, bir dedenin torununu kucağına alıp sarmalaması. Mesela bir kedinin kendini sevdirebilmek için bacaklarıma dolanması. Güzel olan her şeydir umut.

Umut ile ilgili söylenilen çok söz vardır ama Edip Cansever’in söylediği başkadır. Der ki: “Umudu dürt, Umutsuzluğu yatıştır.Umutsuzluğu yatıştırabiliyor muyuz acaba? Yaşadığımız bu çağda bu pek mümkün olmuyor. Umuda varmak yerine umutsuzluğa yol alıyoruz. Umutsuzluk yükselen dolar gibi aldı başını gidiyor. Umut satan biri olsaydı dönüp bir kilo umut alır mıydık? Hayır almazdık, alamazdık. O da zamlandı diye hayıflanırdık. Haydar Ergülen “Umuda göç edilir umutsuzluğa değil.” der. Umuda göç etmemiz dileğiyle size bir hikaye anlatayım:

Gözlerin gör(e)mediği zamanlardan birinde bir adam varmış. Adam günlerden bir gün yola koyulmuş. Yolda giderken karşısına bir bilge çıkıvermiş. Bu bilge yolcu adama nereden geldiğini ve nereye gitmekte olduğunu sormuş. Adam:

– Siyahlıklar ülkesinden beyazlıklar ülkesine gidiyorum demiş. Bilge adam yolcu adama gidecek daha çok yolu olduğunu ve yolu bulamazsa geri nasıl döneceğini sormuş. Yolcu adam:

– Bunu düşünerek, geldiğim yola kırıntılar serptim demiş. Bilge, kırıntıların yolcu adamın geldiği yerden uzaklaştıkça kaybolacağını biliyormuş ve yolcuya dikkat etmesini söylemiş. Yolcu yoluna devam etmiş. Gitmiş, gitmiş, çok gitmiş ama yol bir türlü bitmiyormuş. Ulaşmak istediği Beyazlıklar Ülkesi’ne ulaşamıyormuş. Yorulmuş, yorulduğu gibi yola koyduğu kırıntıların bitmekte olduğunu görmüş. En iyisi geri dönmek diye düşünmüş ve Beyazlıklar Ülkesi’nden vazgeçerek kendi ülkesine doğru yola koyulmuş. Bir de bakmış ki yola serptiği kırıntılar yok olmuş. Ne yapacağı, ülkesine nasıl döneceği düşünceleriyle içinde korkular besleyip durmuş. Günler geçmiş, yolcu düşünceler içinde kıvranırken birden yolda karşılaştığı bilgenin geldiğini görmüş ve rahatlamış. Bilge adam yolcuya:

– Burada ne arıyorsun? demiş. Yolcu başından geçenleri bir bir anlatmış. Kırıntılarını görüp görmediğini sormuş. Bilge adam kırıntıları göremediğini, o kırıntıların yalnız kendisine görünebileceğini söylemiş. Yolcu şaşkınlık içinde: “Peki o zaman neden ben göremiyorum?” diye düşünmüş. Bilge anlamış adamın halinden ne düşündüğünü ve yolcuya anlatmaya başlamış:

– Sen Beyazlıklar Ülkesi’ne giderken geri dönebileceğin ihtimaliyle arkanda kırıntı bırakıyordun çünkü kaybolmak istemiyordun. Beyazlıklar Ülkesi’ne artık varamayacağını düşünüp geri dönmek istedin bir de baktın ki yola bıraktığın kırıntıların da yok olmuş. Onları göremiyorsun çünkü bir araftasın. Siyah ve beyaz arasındaki kör noktadasın. Siyahlıklar Ülkesi’nden gitmek istedin. Çünkü karanlıktı, zifiri karanlık, hep karanlık. Senin karanlığın…Çıktın o siyahlıktan yola düştün. Yola düştün ama varabileceğine inanmadın. İnancın bitti, kırıntıların yok oldu. Şimdi umudunun kırıntılarını arıyorsun. Sıkıca bağlanabileceğin bir umut kırıntısı… Dön bak! Karanlığın içine çekilip yabancılaşan bir sen mi olmak istiyorsun yoksa aydınlığa yol alıp bulutların türküsüne eşlik etmek mi? Yolcu anlamış bilge adamın ne demek istediğini. Bir yere varacaksa orası Beyazlıklar Ülkesi olmalıymış. Bir yere göç edecekse orası, “umut” olmalıymış…

Umut, Sevgili Okuyucu; ben, sen, biz. Yaşamak hayatı bütün güzelliğiyle, sevinç olmak bir insana tüm içtenlikle. Ve bağırmak avaz avaz “Umut hep var!” diye…

Ayşen Eren

Umuda Göç

Umuda Göç
Umuda Göç

Edebi Alem YouTube kanalına abone olmak için bu bağlantıya tıklayabilirsiniz.

Eseri Beğendiniz mi?

4 Yorum

Yorum Gönder
  1. Kaleme alınan bu metinde anlatılan hikayeyi çok beğendiğimi ifade edebilirim. Daha öncesinde Hansel ve Gretel’de yön bulmak için kullanılan ekmek kırıntılarını sizin eserinizde umut kırıntıları olarak rastlamak, geçmişimle bugünüm arasında bir köprü oluşturdu adeta. Gerek anlatılmak istenilen düşünce gerekse de bu düşüncenin böylesine kıymetli bir hikayeyle okuyuculara aktarılması takdir edilmelidir. Dolayısıyla, bu hikayeyi okuyabilmemize vesile olduğunuz için teşekkür ediyor ve sizi tebrik ediyorum. Kaleminize sağlık…

  2. Sizden böyle bir yorum almak çok kıymetli. Beğendiğiniz, okuduğunuz ve yorumladığınız için çok teşekkür ederim.

    • Emeğine sağlık adeta geçmişe götüren bir yazı oldu umudu öyle güzel bki adeta umudu elle tutulan şey zannedeceğim . Kalemine yüreğine sağlık canım

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Şiir İçin Dişlerini Feda Eden Adam: İsmet Özel

Her Devrin Hukuku