in ,

Bekleyenimi Özlerken

hikaye
Edebi Alem yazarları tarafından kaleme alınan hikayeler

Bekleyenimi Özlerken

Güneş gibi parıldayan gözlerinin ayinesinden dünyadaki varlığı yansıyordu. Kararlı, sert bakışlarına dolanan ay beyazı saçlarının arasında yüzü belirdi. Kat kat istiflenen boyun çizgilerine değen iki üç teli, benekli ve feri gitmiş elleri ile itiyordu. Ona doğru yaklaştıkça bağımsızlığını ilan eden dizlerimin her bir hücresi ayrı tonda titriyordu. Adımlarımdaki coşkulu ağırlık ilerleyen yaşıma mukavemetle devam ediyordu. Nedamet duymadan geçip giden zaman, zayıf, narin bedeninin belini bükmüştü, simasındaki tazeliğini çizgilerle gizlemişti ama gözlerindekine müdahale edememişlerdi.

Bekleyenimi Özlerken

Kalp çarpıntılarım soluklarımı sanki burnumdan dışarı fırlatıyordu. Daha da yaklaşıyordum. Kırmızı battaniyesine sarılmış, boşluğa kafasını yaslamış, bekliyordu. Zaten onun adı, beklemekti. Tam elli senedir, bedeninin içinde beni bekliyordu. Bir nefeslik mesafe daha bekleyecekti ki bir anda düşüverdi. Oturduğu sandalyesinden sağına doğru bir lobut gibi devrilmişti. O devriliş benim içimde de simsiyah bir çukur açtı ve beni oraya itti. O son nefesi esefle bıraktığı bedeninden ayrılıp gitmişti. Öylece kala kalışımın onuncu günü bugün. Bekleyişlerin mirasçısı bir nankörün sevgisi, kıymetlisinin gözleri ile son kez aynı hizayı hak edememişti. O, kadınların en asiliydi. On yedisinde güzeller güzeli bir genç kız iken görmüştüm afitabımı. Ilık ılık değiyordu sıcaklığı içime ve zamanla buna hükmedemez hale gelmiştim. Hükmedemediğim diğer bir durum ise iki düşman ailenin çocukları oluşumuzdan dolayı kuramadığım hayallerimizdi. Bitmeyen kinin geriye bıraktığı iki vücut artığı gibiydik. Yaşamak için ruhlarımızı değiş tokuş etsek de ben bu birlikteliğe ailemin de baskısı ile ihanet etmiştim. Ağır basan bedensel hazlarımın mı kurbanıydım, yoksa yeterince sevememiş olmam mı, bilemiyorum. Aile birliğinin en sahte üyesiydim. Bedenimi paylaşırken bile ne hayatıma ne de ondan başkasına ait olamamıştım. Aradan geçen elli senede anladım ki hakiki bir aşkın bedenle işi olmazmış. Ne yaşarsak yaşayalım, o son nefesin önünde eğilen son adımda dahi kavuşulursa aşkın tadı kaçarmış. İnsan, “seni seviyorum” değil, “seni özlüyorum” derse o tada varırmış. Duyuyor musun, bekleyenim? Seni çok özlüyorum…

Sibel Gidici

Sibel Gidici’nin kaleme aldığı “Gece Sağanağı” adlı eseri okudunuz mu?

YouTube: Edebi Alem “Bekleyenimi Özlerken” – “Bekleyenimi Özlerken”

Eseri Beğendiniz mi?

11 Beğeni
Upvote Downvote

5 Yorum

Yorum Gönder

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Nazım Hikmet Ran Kimdir?

Kuru Daldan Meyvaya