in ,

Kuru Daldan Meyvaya

Kuru Daldan Meyvaya

İnsanoğlu bazen yaşamak arzusundan gelen birtakım değişiklikler meydana getirir. Doğasını ve yaşam çağrısı içiresinde kendine has yeteneklerinin, faaliyetlerinin, hobilerinin yerine daha iyisini ve en enteresanını, kimsede olmayanı, daha fazlasını ve en mükemmelini -onun deyimiyle- bulup, getirip tekrar bir macera edinmek ister. Bu duyguyu ve dürtüyü insana yaptıran nedir? 

Acayip bir olgusal değişiklik. Hayat ve faaliyet anomalisi. İnsana bu terennümü ışıyan fikri ne yansıtmış olabilir?

Kuru Daldan Meyvaya
Kuru Daldan Meyvaya

Öyle denebilir ki insan denen fâni, bir kaptır. Her deviniminde fâni olan bedenin gereksinim duyduğu suyu kabına alıyor, alıyor ve alıyor. Hatta o kadar çok alıyor ki insan, o suyu dolması gereken, sınırını aşan bir kaba dönüştüğünü görüyoruz. Sınırı aşan bu kap taşmaya mahkumdur. Hatta bu kap nasıl ki dolma sınırını aşan bir eylem gerçekleştirdiyse aynı zamanda büyük bir heyecanla da kendini bitirme isteği doğrultusunda harekat başlatıyor. Tek bir zerre su kalmayana dek kap içini tüketiyor. 

İşte o kap gibi yeni çağımızın alternatiflerini meşgale edinen, bunun oynanması zorunlu bir oyun olduğunu idrak edemeyen ve zamanın teknoloji canavarı asrına ayak uydurmaya çabalayan, devrin megalodonlarının dişleri arasında esir olan gençlerimiz esarete, tüketişe ve tükenişe mahkumdur. O halde soralım bu tüketiş ve tükeniş nasıl meydana geliyor?

İnsan da çeşitli meyvalar vardır. Nasıl ki bir ağaçta onlarca çeşit ürün kodu bulunuyorsa insan denen ağaçta da birden fazla ürün kodu bulunur. Bu ürünler her hasat zamanı gelince toplanır. Boş kalan birçok dal üstlerinden kalan ağırlıkla daha dinç ve sunmuş olduğu meyvalardan dolayı başı dik bir şekilde kendilerini serilip serpilmeye layık görür. Bu dik başlılık ya yeni vermeye odaklanmalı ya da boşluğun verdiği keyfiyete adapte olmalı. Siz hangisini tercih edersiniz? Kuru dallı bir ağaç mı yoksa yeniden meyva üretebilen bir ağaç mı?

Ya müslüman genç? O ne yönden sarılmalı megaladonun dişlerine? Veyahut onun dişlerinde bir parça olarak mı bulunmalı? 

Asrın projesi denilen gençler için teknoloji ne olmalı? Bir araç mı, bir amaç mı? Bu çağın genci amatör bir oyuncu mu olmalı yoksa profesyonel bir oyun kurucu mu? 

Tabi süratte cevap verecek olursak oyun kuruculuk daha cazip gelecektir.

Çünkü vasıflı birey kendisi için en mükemmelini isteyecektir. Gayesi kuru dal olmak değil. Hem öyle bir kurucu ki zamane çağdaşlarına örnek teşkil eden, fıtratı yıpratan şu teknolojiden fırsat çıkaracak çalışmaları meydana getirecek. Çünkü o biliyor ki kendisi yeniden meyva üretebilen bir ağaç…

Kuru Daldan Meyvaya
Kuru Daldan Meyvaya

Öyle bir oyun ki ûslubu namutanahi, onuru ve şerefi yücelten; şiddeti, anarşiyi ve ahlakın zedelenmesine müsaade etmeyen aynı zamanda vakti çağdaşlarına kazandıracak türden.

Müslüman kardeşler kazansın derdiyle teknolojiyle âdeta cihat etmeli.

Onlara teknolojisi İslam’dan alan bir güç sunacak. Özeli olmayan şu devrin ahlak anlayışını yıkmalı. Yerine müslüman gencin “Kapıları üç defa çalın size açılmayan eve uğramayın.” Nasihati gibi nasihatleri alıp uygulamalı. Oyunda arkadaşına üç çağrı atma hakkı tanıyacak gelmiyorsa bazı oyunlardaki gibi sürekli rahatsızlık vermemeli. Şiarı Muhammediyesiz olmamalı. Sınırı aşan bir kap hiç olmamalı. Ne sınırı ne hududu. Buhran çağının aziz gençleri düşünen bir nesil ve megaladonların dişlerine tünemeyen yegane teknoloji savaşçıları olmalı.

Bizden istenen oyunların oyuncuları olmamalı! Bizim istediğimiz (dinimizin) oyunların As’ları, Fatih’leri olmalı!

Vaktini bu uğurda harcayanlardan olmalı. Malayaniden uzak olmalı.

Bizim müslüman gencin elleri Allah’a açıldığı gibi teknolojisinde de Allah’a ulaşan eller olmalı.

Ne dersiniz? Bir oyun kurucusu olmaya?

Kendi evrenimiz bir sanal alem. Her sanal alemin neferi biz müslüman gençler. Sunulan muhteşem bir gerçeklik. 

Dilruba Şahin 

Dilruba Şahin’in kaleme aldığı “Güz” adlı eseri okudunuz mu?

YouTube: Edebi Alem

Eseri Beğendiniz mi?

21 Beğeni
Upvote Downvote

2 Yorum

Yorum Gönder

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

hikaye

Bekleyenimi Özlerken

Yaşayacaksın