LOST CEREBRUM
Mantıklı akıl yürütme, ancak bir durumun duygusallığı belli bir kritik ölçüyü aşmadığı sürece başaralı olabilir. Eğer duygusal ısı bu kritik derecenin üstüne çıkarsa, aklın etkinliği yok olur ve yerini sloganlar ve hayali dilekler alır.
Bu durumda, aklın kuralı altında asosyal kabul edilerek ancak tahammül edilebilen bu unsurlar tepeye çıkarlar. Bu tür bireyler sadece hapishanelerde ve akıl hastanelerinde görülebilen nadirliklerden değillerdir.
Bilimsel varsayımların etkisi altında, sadece insan ruhu değil, bizzat birey ve kuşkusuz, tek tek her bir olay tesviye edilip düzeltilmekte ve ortaya, gerçeğin kavramsal bir ortalamaya dönüştürüldüğü, bulanık bir tablo çıkartılmaktadır.
Bu istatistiksel dünya görünümünün psikolojik etkisini azımsamamalıyız, çünkü bireyi tablodan çıkartıp onun yerine, üst üste yığılarak kitle formasyonları oluşturan anonim birimleri koymaktadır. Bilim bize, somut birey yerine, en tepede, politik gerçeğin prensibi olarak çevresel güç fikrini sunmaktadır. Bu durumda bireyin ahlaki sorumluluğu kaçınılmaz olarak yerini etken politikasına bırakır. Bireyin ahlaki ve zihinsel farklılaşması yerine refahı ve yaşam standardının yükseltilmesi geçer. Bireysel yaşamın (ki gerçek olan tek yaşam budur) amacı ve anlamı artık kendi kişisel gelişmesine değil, çevresel gücün insafına bırakmış olur. Etken politikası bireye dışardan empoze edilen bir güçtür ve nihai olarak tüm yaşamı kendine doğru çeken soyut bir düşüncenin tatbik edilmesiyle meydana gelir. Birey kendi hayatını nasıl yaşayacağı hakkında kendi ahlaki kararlarını verme olanağından giderek daha fazla yoksun kalır. Sosyal bir ünite gibi yönetilir, beslenir, giydirilir ve eğitilir, uygun görülen bir konutta barındırılır ve kitlelerin hoşuna giden, zevkine hitap eden standartlarla eğlendirilir. Yöneticiler de, aynen yönetilenler gibi, birer sosyal birim olurlar. Akıl yürütme ve yargılama yeteneğine sahip olmaları gerekmez, kendi iş alanlarının dışında hiçbir işe yaramayan teşekkülü birer uzman olmaları yeterlidir.
CEREBRUM: Beyin hücreleri içerisinde düşünme, düşündüğünü anlama ve anladığını teyit etme kısmını yöneten merkezi sinir sistemi olarak ifade edilmektedir. Hafıza olarak adlandırılan düşünceleri eyleme dönüştürme işlevini yerine getirmektedir.
Ali Çaputçu
