Sıtkı Aslanhan İle Hasbihal
Editörden mesaj var!
Birazdan izleyeceğiniz videoya başlamadan önce önünüze bir kalem bir de kağıt almanızı tavsiye ederiz. Videonun hemen hemen her bölümünde sayfalarca notlar alacağınız kıymetli cümlelere yer verilmektedir.
Aliye Nur Akarsel’in, sorularıyla pandemi sürecini, pandemi sürecinde çocukların kişisel gelişimini, gençlerin gelecek kaygısını, bireylerin sorumluluk alabilme kabiliyetlerini kişisel gelişim uzmanı olan Sıtkı Aslanhan Bey’den dinleyeceğiz.
Sıtkı Aslanhan Kimdir?
Çocukluk ve gençlik yıllarını farklı şehirlerde geçiren Sıtkı Aslanhan hocamız kişisel gelişim uzmanı olup kendisi bu konular üzerinden seminerler konferanslar düzenlemektedir. Geleneksel bir yaklaşım ile modern hayatın ortasında bir denge kurarak çocuklar ve aileler üzerinde çalışmalar yapmaktadır. Birbirinden güzel beş farklı kitabı ile konuştuğu her sözcüğe imza atılacak açıklamaları vardır. Özellikle sorunlu ilişkilerin teknoloji bağımlısı gençlerin üzerinde duran Sıtkı Aslanhan, radyo programları ile de bir taraftan toplumu geliştiren yayınlar gerçekleştirmektedir. Kendisine sıkça eğitim ve aile yapısı üzerinde vurgu yapan konuşmaları ile duymaktayız. Sorunların köküne inerek çözüm odaklı ve farklı bakış açıları ile topluma adeta şifadır.
Hayata Gülümse, Geleceğe Gülümse ve Başarıya Gülümse kitapları ile pek çok kişide dönüm noktası olmuştur. Söylemleri ile belki de yüzlerce aileyi bir arada tutmaya, gençlere çare olmaya vesile olmuştur. Sıtkı Aslanhan belli dönemlerde gazete ve yayınevlerinde , ara ara TV programlarında aktif olarak rol almıştır. Sıtkı Aslanhan’ın eğitime bakış açısı çok farklıdır. Onun gözünde ahlaki eğitim daha önden gelir ve bu yönde vurgulamalar yapar. Başarının çok çalışmakla değil anne baba duası alarak gerçekleşeceğini ifade eden Aslanhan hocamız bu görüşlerini güçlendirecek İslam kaynaklarını da kullanarak toplumda İslami bir şuur oluşturulabilmesi yönünde çalışmalar sergilemektedir.
Videodan aldığımız bazı notlar
- Pandemi öncesinde rüyamızda görsek inanamayacağımız bir dönem yaşıyoruz.”
- Türkiye’de maalesef sosyal bilimler alanında yeteri kadar çalışma yapılmıyor. (Pandemi’nin çocuklar üzerinde, gençler üzerinde, yetişkinler ve yaşlılar üzerinde; genel olarak insanlar üzerindeki etkileri hakkında yeterli çalışma yapılmıyor.)
- Pandemi süreci bizleri yalnızca sağlık açısından olumsuz etkilememekte, sağlığın yanısıra eğitim, sosyalleşme gibi alanlarda da toplum olarak olumsuz etkilendiğimizi ifade edebiliriz.
- Bir çocuğu keşfedebilmek için onun farklı ortamlara dahil olmasını sağlamak gerekir. Enstrüman çalma konusunda ‘bizim çocuk çok iyi enstrüman çalamaz’ dediğimiz çocuklar, bu alanda inanılmaz yeteneklere sahip olabilmekteler. Örnekler çoğaltılabilir..
- Çocuklarımıza eğitim verirken hakkı gözetmeliyiz. Bizler çocuklarımızdan iyi bir avukat, iyi bir doktor olmasından ziyade iyi bir insan olmasını beklemeliyiz…
- Çocukların tablet ve bilgisayarla bu kadar vakit geçirmelerinin faturasını ileride aile ve baba çok ağır ödeyecekler.
- Taht yapar ama baht yapamayan zavallı anne babalar”
- Parklarda çocuklardan çok anne ve babalar var….
Aliye Nur Akarsel – Sıtkı Aslanhan
Sıtkı Aslanhan İle Hasbihal
Sıtkı Aslanhan İle Hasbihal
“Vehbi Vakkasoğlu İle Hasbihal“i izlediniz mi?
Çok beğendim. Çok teşekkür ediyorum. Sizin gibi insanların Allah’ım başarılarını artırsın. Çok güzel konulara değinmişsiniz. Sizi çok tebrik ediyorum.
Yaa harika bir insanla hasbihal yapmışsınız.
Çok güzel noktalara değinmişsiniz. Not alarak dinledim. Emeğinize sağlık
Video bitmeye 17 dk. kalana kadar izledim. Devamını internetimle yaşadığım bazı sorunlardan dolayı izleyemedim. Bu sebeple bu bölüme kadar olan düşüncelerimi paylaşacağım.
Öncelikle çok faydalı bir program olmuş. Biz gençlerin yaşama tutunma çığlığını gözler önüne seren bir söyleşi olmuş. Bu sebeple Aliyenur Hanım size ve Sıtkı Aslanhan Beyefendiye çok teşekkür ederim. Bizzat yaşadığım süreçler ele alınmış.
Şöyle ki anne babalarımız sürekli bizden “en” olmamızı bir şeylerde başarılı olmamızı, bir işe girmemizi bekliyorlar. Bir bakıma haklı olabilirler ama biz bu sürecin üstüne bir de onların beklentisini sırtlanınca artık omuzlarımız bunu taşımıyor. Tabi ki burada genelleme yapmak çok yanlış fakat kendimden yola çıkarak konuşacağım. Memurluk her şey değil biliyorum ve mantıklı bir insan bir işte on kere battıysa demek ki bu iş olmuyor bir de şunu deneyeyim diyebilmeli. Fakat bizler o kadar bu hayale sığınmışız ki başka bir alternatifimiz yok. Ben yine de başka alanlara da yayılıp ticaret yapmaya çalıştım fakat para parayı getirir ben ortaya ne koyuyorum ki ne kazanacağım. Kısacası sermaye demek para demek, kendini duyurmak reklam demek, reklam demek yine para demek. Bahsettiğim para 1 2 bin değil en az 60 70 binden bahsediyorum. En sonunda bıraktım. Bari zevk alacağım hobiler edineyim dedim. Evet ücretsiz kurslar var ama boyasıydı kalemiydi fırçasıydı müzik aletiydi hepsi parayla olan şeyler. En sonunda oturdum ben ne yapacağım diye düşündüm. Hayal aleminde yaşamıyoruz öncelikle bir iş yapmak için belli bir meblağ lazım ve ne kadar ümitsiz de olsam tekrar memurluk sınavlarına çalışmaya başladım. Çok fazla uzattım fakat demek istediğim şu biz gençler hiçbir zaman piyanoya yeteneğimiz olup olmadığını bile öğrenemeyeceğiz. Evet hocamız videoda ille de memurluk olacak diye bir şey yok başka iş yapın diyor katılıyorum. Ama başka iş de olmuyor bunu da acı bir şekilde öğrendim. Ha şu da var memurluğa çalışıyorum diye atanırım diye ümidim de yok. Sadece keşke ben de çalışsaydım dememek için atanacakmışım gibi çalışıyorum. Burası Türkiye ve 100 bile alsan 70 alan senin önüne geçebilir. İşin en acı durumu ise bunu tek ben yaşamıyorum. Bu yüzden de bir şeyleri kendi emeği ile başaran kimseyi kıskanmıyorum. Helal olsun diyorum.
Biraz uzun bir yorum oldu. Fakat söyleşinizde kendi sesimi duydum o yüzden ben de ses vermek istedim.
Başarılarınız daim olsun 🙂