in , ,

Tasavvufi Halk Edebiyatı

Tasavvufi Halk Edebiyatı

Tasavvufi Halk Edebiyatı

Sufi tasavvuf ehlini oluşturan zümreye denir. Tasavvufun kelime anlamına baktığımızda sufi olmak anlamı ortaya çıkar. O halde sufiliğin başlattığı bu akımın asıl gayesine gidersek Allah’ın birliği ve evrenin oluşumu hakkında dinsel bir kavram olduğunu görürüz. Buradan hareketle de tasavvufla uğraşan kişilerin ortaya çıkardığı eserlere minyatür, hat, tezhip, şiir, el yazmaları gibi pek çok örneklendirme yaparak bu oluşumun tasavvufi halk edebiyatını oluşturduğunu ifade edebiliriz. Tasavvuf düşüncesinin günümüzde halen devam ettirildiğini ve bu düşüncenin gizemcilik kavramı üzerinde durduğunu mistik bir anlayış olmayıp aslında var olan şeyin üzerinde durulan ilahi bir düşünce sistemi diyebiliriz.

Tasavvufi halk edebiyatının oluşum sürecinde yer aldığı dönemleri ve bu dönemlerde eserler veren şairleri incelediğimizde bu edebiyatın süzgecinden geçerek geçmiş dönem edebiyatından birisine daha yolculuk yapmış olacağız.

Tasavvufi Halk Edebiyatı

Edebiyat tarihinde Tekke Edebiyatı olarak duyduğumuz Tasavvuf Edebiyatı, 12. yüzyılda ortaya çıkmış ve yayılmaya başlamıştır. İslamiyet’in yayılması ile tasavvufun da etkilerini üzerine eklediğimizde bir dönem olarak edebiyatımıza giriş yapan Tekke Edebiyatı diğer edebi dönemlerdeki gibi sanatı ortaya çıkarmak veya sanatla edebiyatı bağdaştırmak değil asıl amacı; dini ve tasavvufi düşünceleri yaymaktır. Aslında İslam dinini tasavvuf ile bağdaştırıp halka bu şekilde aktarmaktır. Tekke Edebiyatındaki şairlerin neredeyse birçoğu medresede, Tekke’de yetişmiş ulemalardır. Bu sebepten dolayı üzerinde etkilerini gördüğümüz tekke ulema ve şeyhlerinin tasavvuf edebiyatının oluşumunda katkısı olmuştur. Hatta belirli zaman aralıklarında ortaya çıkan tarikatların yine oluşumuna tasavvuf edebiyatı öncülük etmiştir diyebiliriz.

Tasavvuf Edebiyatının ortaya çıktığı dönemlere gidersek ilk olarak 12.yy. da Hoca Ahmet Yesevi tarafından öne çıkartılan bu dönem edebiyatı ilerleyen zamanlarda daha da gelişmiştir. Bu dönemde ele alınan yazım türlerinin nazım şekillerini ve diğer türlerle etkileşim görüp içerisinde onları da barındırdığını görmekteyiz. İlk dönemler şiirler üzerinde eserler oluşturulurken aruz ve hece vezni sıkça kullanılmaya çalışılmış ayrıca nazım birimi olarak dörtlük tercih edilmiştir. Her ne kadar aruz ölçüsü kullanılmış olsa da divan edebiyatına göre Tasavvuf Edebiyatı daha sadedir. Ayrıca dil olarak anlaşılır nitelikte olması halkın ilgi göstermesinin sebeplerinden birisi de diyebiliriz.

İçerik olarak eserleri ve dönemin temsilcilerine baktığımızda genel olarak Allah inancı ibadet konuları insan ve doğruluk gibi erdemli davranışlara yer verilmiştir. Bu dönemde eser veren ünlü şairlerden Yunus Emre, Hacı Bayramı Veli, Abdal Musa, Geyikli Baba örneklerden birkaç tanesidir. Üstelik Osmanlı devletinde Orhan Bey, Şeyh Edebali gibi yine önemli isimleri de burada görmek mümkündür. Tasavvuf Edebiyatında ki çıtayı biraz, daha açarsak Anadolu üzerindeki oluşumunu ve etkilerini şu şekilde ifade edebiliriz bütün dönemlerde farklı bir yeri olan tasavvuf edebiyatının en yoğun ele alındığı dönemlerden 13. Yüzyılda Anadolu insanının buhranlı bir yaşam sürdürdüğünü istilalar ve isyanların hüküm sürdüğü bir süreçten geçtiğini görebiliriz. Bu zor şartların devam ettiği dönemlerde de tekkeler insanlar da bir umut huzur ve teselli kaynağı olmuşlardır. Ortaya çıkarılan eserler ve düşüncelerin ışığında halkın dine olan bağlılığı, birbirlerine karşı ilişkileri daha uyumlu bir hal almıştır. Yine 13. yy da savaşlar sebebiyle birçok insan (bunların içerisinde sofilerin de bulunduğu büyükler) yaşamlarına Anadolu’da devam etmişlerdir. Bu sebeplerden dolayı da bu yüzyılda en çok tasavvuf edebiyatını temsil eden kişiler oluşmuştur.

Tasavvufi Halk Edebiyatı

İnsanlara İslam dinini Anadolu’da tasavvuf üzerinden anlatan bu dönemin bir diğer amacı da Türkçeyi en güzel haliyle ifade etmelerini sağlamaktır. Bu konunun üzerinde duran Yunus Emre İslamiyet’in inanç kemerlerini Anadolu’da oturttuktan sonra Türk edebiyatının dilini mükemmel bir hale getirmiştir. Aslında tasavvufi Türk edebiyatının en önemli konularından birisi tasavvuf eserleridir. Türklerin İslamiyet’i kabul etmesinin ardından bu edebiyata olan ilgi daha da artarak büyük gelişmelere yer açmıştı. Halk kendi arasında yalın ve güzel bir Türkçe ile şiirler ilahiler söylemeye başlamıştı. Yine gördüğümüz o ki dilin üzerinde de bu gelişmeler büyük fayda sağlamıştır. Orta Asya dan Ahmet Yesevi ile tanınan Tasavvuf Türk Edebiyatı Anadolu’da da Yunus Emre ile temelini oluşturmuştur. Bunun akabinde Mevlana Celalettin Rumi, Şey yad Hamza, Hacı Bektaş-ı Veli gibi birçok mutasavvıfın da katkılarını fazlasıyla görmekteyiz. 20. yy’e doğru gelirsek o dönemlerden bu zamana kadar Türk edebiyatının şekil aldığı her haline Tasavvufi Türk Edebiyatını da fazlaca dahil edebiliriz. Üstelik son dönemlerde başarılı eserler verildiği görülmektedir. Cumhuriyetin ilanı ve gelişen toplum ile özellikle tasavvuf konularında yer açan Mehmet Akif, yine bu dönemde adını duyuran şairlerimizdendir. Bir ihtiyaçtan doğmuş gibi görünse de edebiyatın tüm dönemleri aslında halkın kendini ifade edebilme tarzı olarak zuhur etmiştir. Bu şekilde edebiyatın karşı konulamaz bir güzellikte ve insanoğlunun iç içe kaldığını bir kez daha görmüş oluyoruz.

 

Aliye Nur Akarsel

Eseri Beğendiniz mi?

Bir Yorum

Yorum Gönder

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Keşke Karşılaşmasaydık

Z Kuşağı – Y Kuşağı