in ,

Hangi Gökyüzüne Bakıyoruz?

Hangi Gökyüzüne Bakıyoruz?

İnsanlar, her ne kadar farklı dilden de olsa, farklı inanışa sahipte olsa gökyüzü denildiğinde hemen hemen aynı şekilde tarif ettiklerini görebiliriz. Yani mavi rengi,  beyaz bulutları, bizleri ısıtan Güneş’i, Ay’ı, gece olunca parlayan yıldızları diye sıralar.

Soruyu daha derine indirgeyerek sorduğumuzda

-Gökyüzü size ne hissettiriyor?

Önce bir duraksayıp sanki hiç gökyüzüne bakmamış gibi kaldırıp kafasını gökyüzüne bakarak bu zamana kadar hiç sorulmamış bir sorunun derin düşüncesine dalarak cevap vermeye çalışırlar.

Hangi Gökyüzüne Bakıyoruz?

Kimisi özgürlüğü, kimisi huzuru, kimisi mutluluğu diye cevap verir. Hayal kurmayı seven biri için ise gökyüzü ona ilham olur. Sevdiğini kaybetmiş biri için ise gökyüzü ona sevdiği olur. Dini inancına göre bazı insanlar için gökyüzü yaratanın yansıması olur.

Bir de gece olunca

-Gökyüzüne size ne hissettiriyor diye soralım.

Bu sefer insanlar hüznü, ayrılığı, yaşadığı sıkıntıları tarif eder. Gökyüzü yine aynı olsa da duygular aydınlıkta aydınlık, karanlıkta karanlıktır. Gökyüzü yine aynı gökyüzü ama renk değiştirince duyguları da değiştiriyor. Bu da demek oluyor ki insanın bulunduğu ortamın rengi, etrafındaki insanların rengi yani enerjisi o insanın değişik duygular hissetmesine sebep oluyor. Ortamın, insanların enerjisine kapılıp kendini o duyguların esiri ediyor. Birçok kez anlatılmış olsa da bu durumu en güzel şekilde özetleyecek bir su deneyi vardır. Bilmeyenler için kısa bir özet geçeyim. İki bardağa su konulup birine güzel sözler söyleniyor, diğerine ise kötü sözler söyleniyor ve bir müddet buna devam ediliyor. Bir süre sonra kötü söz söylenen bardaktaki suyun moleküllerinden kanserli hücre görüntüsü alırken, güzel söz söylenen bardaktaki suyun moleküllerinden ise çiçek görüntüsünü alıyor.

Hayat bu kadar açıkken, kaç kişi bunun farkına varabiliyor? Kaç kişi kafasını kaldırıp hangi gökyüzünün altında olduğunun ve hangi duyguya ihtiyacı olduğunun  farkına varıyor. Kaç kişi yaşadığı ortamın ve insanların rengini görüyor. Hâlbuki Rabbim bizlere durup nefes alalım diye gündüzün geceye dönmesi için gün ağarması dediğimiz süreyi koymuş. Dur ve gökyüzüne bak. Geliyor gelmekte olan hava yavaş yavaş kararıyor ve şimdi gece olacak diyor.  Sana nerede durman gerektiğini söylerken bile kendini bu renksiz duygulara hapsetmek ne kadar doğru.

Hangi Gökyüzüne Bakıyoruz

Israrla göz göre göre görmüyorsun, durmuyorsun ya da göz görüyor durmakta istiyorsun ama adım atacak güce ihtiyaç duyuyorsun. O zaman geceyi gündüze çeviren Rabbinden iste. O gücü sana verebilecek olan her şeyin sahibi seni yoktan var eden yaratanından iste.

 Gelin kendimize bir soralım bakalım hangi renk gökyüzünde yaşıyoruz. Bu gökyüzü bana ne hissettiriyor.

Bir çocuğun gözünden “Ömer Ali”

Gökyüzü deyince aklıma güneş, bulutlar, hava geliyor.

Gökyüzü deyince özgürlük, mutluluk hissediyorum.

Gökyüzünü akılla tarif ederken mavi rengi içinde barındırdığı bulutları, yıldızları, Ay’ı, Güneş’i hatırımıza getirirken; hissiyatımızda özgürlüğü, mutluluğu ve huzuru yaşarız.

Yeliz Günay

Yeliz Günay’ın kaleme aldığı “Oyun Terapisi Nedir?” adlı eseri okudunuz mu?

YouTube: Edebi Alem “Hangi Gökyüzüne Bakıyoruz?” – “Hangi Gökyüzüne Bakıyoruz?”

Eseri Beğendiniz mi?

10 Beğeni
Upvote Downvote

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Necip Fazıl Kısakürek Kimdir?

Fransız İhtilali