in , ,

Bir Küçük Maslow Meselesi: İhtiyaçlar Hiyerarşisi

İhtiyaçlar Hiyerarşisi

Bir Küçük Maslow Meselesi: İhtiyaçlar Hiyerarşisi

İnsanlığın (homo sapiens) dünya sahnesine çıkışından bu yana günümüze kadar geçen tahminen 60 bin yılı kapsayan kadim bir süreç içerisinde (ilkel çağlar da dahil olma üzere) her çağ ve döneme ait büyük gelişimler ve bu gelişimleri takip eden kitlesel dönüşümler meydana gelmiştir. Bakıldığı zaman her değişim bir gelişmeyle her dönüşüm ise yeni bir buluşu takip etmiştir. Fakat tüm bu birbirini takip eden döngüler içerisinde her birine kaynaklık edecek kadar kapsamlı ve insan hayatını doğrudan etkileyen bir faktör bulunmaktadır. İhtiyaçlar.

İhtiyaçlar Hiyerarşisi

Kelime manası olarak gereksinim ve güçlü istek anlamına gelen bu malum faktör canlıların biyolojik yapısından tutun da psikolojik yapısına kadar neredeyse hayatımızın her yerinde kendini tıpkı bir trafik lambası gibi belli eder. Bu durumda size ihtiyaç karşılanıyorsa yeşil, karşılanmak üzere ise sarı karşılanamıyorsa da kırmızı ışık yandığını düşünebilirsiniz. Ve kırmızı ışığın yanmaya devam etmesi hayatınızı fiziksel ve mental anlamda durma noktasına getirir. Yani varlığımız tehlikeye uğrar. Kısacası ihtiyaçlar hayatımızın odak noktasını ve ritmini oluşturur.

İnsan hayatının temelinde yatan ve bu denli büyük bir önem arz eden bu faktör aslında içerisinde de birçok faktörü kapsayan dev bir kümeler dizinidir. Ve bu kümeler dizininin her bir öğesi aynı zamanda belli önem sıralamaları dahilinde vazgeçilmez bir nitelik taşır. Çünkü yaratılmış her canlı gibi insan da varlığını sürdürebilmek için ihtiyaçlarını gidermeye ve bu yönde kendini ileri taşımaya programlıdır. Aksi halde bugün ne insanlıktan ne de insanlık tarihinden bahsetmemiz söz konusu dahi olamazdı.

Bu mana da her canlının büyüleyici yaşam mekanizmasının can damarı olan ihtiyaçlar pek çok bilim adamı tarafından araştırılmış ve bu konuda çeşitli yaklaşımlar ortaya koyulmuştur. Bu yaklaşımlardan genellikle en çok bilineni ise Abraham Maslow’un İhtiyaçlar Hiyerarşisi yaklaşımdır.

Abraham Maslow

İşte bizi bu denli şekillendiren ve varlığımızı sürdürebilmek için hayatımızın mihenk taşı olan ihtiyaçlarımızı gelin bir de Ünlü Psikolog Abraham Maslow’dan dinleyelim. Ve okuyanına okumayanına bir roller coaster hızında Abraham Maslow’u tanıtalım. Psikoloji meraklılarının şimdiden ‘E hadi’ dediğini duyar gibiyim. O zaman kemelerinizi bağlayın sayın okuyucular zira istikametimiz psikolojinin dolambaçlı derinliklerine doğrudur. Konunun her türlü soruya ve araştırmaya da açık olduğunu şimdiden söyleyelim.

Evet. Öncelikle bu konuda yaklaşımını konuşacağımız araştırmacının hayat hikayesi hakkında bir fikrimiz olursa onu daha kolay bir şekilde anlayabileceğimizi ümit ediyorum. Bu sebepten gelin Maslow kimmiş kimlerdenmiş bir bakalım.

Abraham Maslow, Stalin döneminde baskılar sebebi ile Rusya’dan Amerika’ya göç eden Yahudi bir ailenin yedinci çocuğudur. Ailesi kendi akademik durumlarının da etkisiyle çocuklarının üzerinde ciddi bir eğitim baskısı gütmüştür. Bu baskı genç Maslow üzerinde ciddi bir depresyon ve çocukluk bunalımına sebep olmuştur.

Ailesinin dindarlığı, bu konudaki dayatmaları ve o dönemdeki yüksek antisemitizm sebebiyle Yahudilikten uzaklaşmıştır. Bu dönemi kendisi şu şekilde açıklamaktadır ‘Beyazların okuluna giren ilk zenci çocuk gibi dışlanmış ve mutsuzdum. Kütüphanelerde kitaplarla ve arkadaştan yoksun büyüdüm’. 

Bunu takip eden dönemlerde ailesinin baskısıyla Hukuk eğitimi almaya başlamıştır. Fakat bu çok uzun sürmeden yaşadığı ruhsal çalkantılar sebebi ile hukuk eğitimini yarıda bırakmış ve şehirdeki başka bir üniversitede Felsefe ve Psikoloji eğitimi almaya başlamıştır. Fakat burada da hocası Edward B. Titchener ile anlaşmazlık yaşayıp bitirdiği üç dönemin sonunda eski okuluna geri dönmüştür.

Bitirdiği lisans eğitimin ardından yaklaşık bir yıllık süreç içerisinde idealindeki alan olan Felsefe alanında yüksek lisans yapma fırsatı bulur. Yüksek lisansı bu şekilde tamamlanırken doktorasını o dönem oldukça ilgi gösterdiği Psikoloji alanında tamamlamıştır.

İhtiyaçlar Hiyerarşisi

Özellikle 1930-1940’lı yıllarda başlayan ve devam eden Nazi tehdidinden kaçıp Amerika’ya yerleşen ünlü psikanalistlerle tanışma fırsatı bulur. Bu bağlamda en çok etkilendiği kişi Alfred Adler olmuştur. Ardından Antropolog Ruth Benedict’den etkilenerek Canada yerlileri hakkında çeşitli antropolojik çalışmalarda bulunur. Bu çalışmaların daha sonra ortaya koyacağı İhtiyaçlar Hiyerarşisi yaklaşımını büyük ölçüde etkilediği varsayılır.

Bu noktada 1943 yılında yazdığı bir makale ile psikoloji kitaplarında yer edinecek o ünlü yaklaşımı bizlere sunmuştur. İçerisinde insan doğasıyla ilgili birçok kilit noktayı içerisinde barındıran bu yaklaşım önemli tespitlerde bulunmaktadır.

Abraham Maslow’a göre bir insan susuzsa gidereceği en güçlü gereksinimi de susuzluk olur. Buna göre bir insan acıkmışsa ve nefes alamıyorsa gidereceği ilk ihtiyacı kesinlikle nefes almaktır. Özetle en güçlü gereksinimin ihtiyaçlar sıralamasında da ilk giderilmesi gereken ihtiyaç olduğunu söylemektedir.

Fizyolojik Gereksinim

İhtiyaçlar Hiyerarşisinde ilk basamağı tabi ki Fizyolojik Gereksinimler oluşturmaktadır. Bu bir nevi insanın fizyolojisinin yapılan her fiiliyatta ne denli önem arz ettiğini de açıklar. Zira bir insan açsa bu açlığı gidermeden hareket etmesi ya da odaklaması oldukça zordur. Tüm bunları etkili bir şekilde yapabilmesi için açlığını gidermesi gerekir.

Güvenlik Gereksinimi

Fizyolojik gereksinimlerin bir üst basamadığı ‘Güvenlik Gereksinimidir. Bu gereksinim bir insanın kendini fiziksel ve mental olarak güvende hissetmesi ile açıklanır. Örnek verirsek bir çocuğun tanıdığı insanlara verdiği tepki ile tanımadığı insanlara verdiği tepki aynı değildir. Çocuk kendi varlığının güvende olması gereksinimi ile yabancılara karşı daha çekingen bir yaklaşım izler. Bu gereksinime savaştan kaçan sivilleri de örnek vermek mümkündür. Savaş sırasında bir insan açsa ve yiyecek yoksa kişi güvenliğini tehlikeye atıp önceliğini fizyolojik ihtiyacına verebilir. Bu nokta da fizyolojik ihtiyaçların güvenlik ihtiyacına göre daha büyük bir önem arz ettiğini söyleyebiliriz.

Ait Olma Gereksinimi

Güvenlik gereksinimlerinin bir üst basamağı ise ‘Ait olma gereksinimi’dir. Maslow birey, fizyolojik ve güvenlik gereksinimlerini tatmin edebiliyorsa sevgi, etkileme ve aidiyet gibi gereksinimler ortaya çıkar ve böylelikle tatmin edilmesi gereken bir diğer gereksinimi bir arkadaş, sevgili, eş ve bir çocuğa sahip olmak olacağını söyler.

Değer Gereksinimleri

Ardından piramitin bir üst basamadığında ise Değer Gereksinimleri bulunmaktadır. Maslow bu basamağı Düşük Öz Saygı ve Yüksek Özsaygı kavramları ile açıklar.

Düşük Öz Saygı bireyde toplumsal saygı kazanabilmek için şan, şöhret ve unvan kazanma, dikkat çekme ve takdir edilme gereksinimlerini içerir.

Yüksek Özsaygı ise kişinin kendisine saygı duyması, kendisiyle yarışması ve kendine güvenmesini içerir. Ayrıca Maslow bu saygı türünün kaybedilmesi en kolay şey olduğunu söyler. Zira bir insanın kendisine duyduğu saygı bir başkasının ona duyduğu saygıdan daha çabuk kaybedilir. Maslow bu basamağa kadar olan gereksinim basamaklarını zaruri gereksinimler olarak kabul etmiştir.

Buna istinaden bahsedilen zaruri gereksinimler tam anlamıyla karşılandığında onun artık bir gereksinim statüsünde olmadığını söyler.

Kendini Gerçekleştirme Gereksinimleri

Bir üst ve piramidin tepesinde noktasında ise ‘Kendini Gerçekleştirme Gereksinimleri’ bulunmaktadır. Bu gereksinim diğer gereksinimler arasında en zor giderilenidir. Hiçbir gereksinimin tam anlamı ile giderilmeyeceğini söyleyen Maslow burada ise dünyada bahsedilen gereksinimi giderebilen insanların oldukça az sayıda olduğunu araştırmalarında da belirtmiştir. Buna dayanarak Abraham Lincoln ve Martin Luther King gibi kişilerin kendini gerçekleştirmiş insanlar olduğunu söylemiştir.

Ayrıca bu basamak bireyin sınırlarını aşarak kapasitesini en iyi şekilde kullanması anlamına da gelir. Kişinin hayal ettiği insan olmak için çaba sarf etmesi, hayallerini gerçekleştirmesi ve becerilerini geliştirmesi de kendini gerçekleştirme ihtiyacının ana konularından biridir. Fakat kişin kazandığı ün ve şöhret de kendini gerçekleştirme basamadığında olduğunu göstermez. Zira hayatını istediği gibi geçiren ve hedeflerine ulaşmış birinin de bu basamakta olabileceğini belirtir.

Genel itibariyle bu gereksinimlerin her basamağı birbiriyle bağlantılıdır. Biri giderilmeden diğer basamağa çıkmak mümkün değildir. Fakat bir üst basamağa çıkılsa bile alt basamaklar kendini tekrar edebilir. Yani varılan basamağa kadar her biri döngü halinde tekrarlanmaktadır.

Evet sayın yolcular henüz psikolojinin çetrefilli kısımlarında olmasak da oldukça önemli bir istikamete vardığımıza inanıyorum. Kişinin varlığını sürdürmesini sağlayan ihtiyaçlarını en iyi şekilde karşılayabilmesi için bu konuda kendi doğasını da iyi bilmesi gereklidir. Bu şekilde hangi basamakta olduğumuzu ve hangi basamağa doğru gittiğimizi anlayabiliriz. Unutmayalım ki gidiş ve varış noktası ne kadar iyi bilinirse kişinin kendine bir yol çizmesi de bir o kadar kolay olur.

Merak edip okuyan herkese canı gönülden teşekkürlerimi sunuyorum.

Sizlerle başka bir yazıda yine heyecanlı bir yolculuk geçirebilmek dileğiyle…

Jülide Aslan

Eseri Beğendiniz mi?

12 Beğeni
Upvote Downvote

11 Yorum

Yorum Gönder
  1. ellerinize sağlık. İçerik olarak güzel bir konudan bahsetmişsiniz. Bu piramiti daha önce okumuştum ve sınıflandırma olarak ayrıştırma güzel yapılmış. Zaman zaman kendime hangi basamakta olduğumu sorarım yada nereye geldiğimi tespit etmeye çalışırım. Sonuç itibariyle işimizi ve hedeflerimizi yolunda götürecek bir hiyerarşinin anlaşılır bir dilde de anlatımı olmuş.

    • Bahsedilen piramitteki konum, bireyler tarafından özgürce seçilebiliyor mu, yoksa hangi gereksinim basamağında olduğumuz, toplumun genel yaşantısından yola çıkılarak mı belirleniyor?

      • Bu noktada benim görüşümden ziyade psikoloji alanında çok daha uzman bir bireyin tespitleri farklı bir önem düzeyindedir kanımda. Fakat bu yaklaşım ışığında oluşturulmuş pramit toplumsal bir paydadan ziyade çok daha bireysel anlamdadır. Bu sebepten toplumun genel yaşantısından çok bireyin yaşantısından yola çıkılarak belirlendiğini söylemek doğru bir ifade olacaktır. Zira bu pramitte bahsedilen gereksinimler toplumsal bir bakış açısından çok toplum yapısını oluşturan bireyleri tek tek ele almıştır. Umarım açıklayabilmişimdir. Yorumunuz için teşekkür ederim.

    • Bu Maslow’un yaklaşımına göre oluşturulmuş bir piramit. Yani kişinin yada diğer arastırmacıların fikrine göre farklı yaklaşımlar ve olası sebepler tabi ki ortaya çıkabilir.

  2. Soyut bilgilerin, somut olarak hissedilebilmesi açısından, teorilerle dolu bir metni hikayesel bir şekilde yazmanız, çok açıklayıcı olmuş.

  3. Bu tamamen kişinin gereksinimleri, satüsü ve bir sürü değişkene bağlı. Tabi ki uzman ya da alanında bilgili bireylerin hangi basamakta bulunduğunuza dair daha doğru fikirleri olabilir. Ama bence hangi basamakta olduğumuzu bizlerde görebiliriz. Mesela atanmış ya da kendine çapında bir başarı kaydetmiş birinin bulunduğu basamak saygı basamağıdır. Dilerseniz bu konuda yapılmıs diğer araştırmalar da size yol gösterebilir. Sorunuz olursa bana mail olarak da atabilirsiniz. Yorumunuz için teşekkür ederim.

  4. Tüm çağları ve insanları ilgilendiren , bu derece kapsamlı bir konuyu anlamlı örnek ve açıklamalarla; şiir akıcılığı içinde başarılı bir şekilde anlatmış olmamızdan dolayı sizi tebrik ederim . Başarılarınızın devamını diler ve merakla sonraki yazılarınızı bekliyorum .

  5. Bir üst basamağa çıkılsa bile alt basamakların kendini tekrar edebileceği ifade edilmiş. Bu durum, bende şöyle bir soru işareti oluşturdu: Bu gereksinim piramidinin en alt seviyesindeki gereksinimi karşılamak için bir süreye ihtiyacımız var ve her bir basamakta da ayrıca o gereksinimler için süreye ihtiyaç duyacağız. Dolayısıyla piramidin en tepesine gelene kadar sürekli tekrar edecek olan bir alt basamaktaki gereksinimlere yeterli süreyi ayırabilecek miyiz? İnsanın vakti bunlar için yeterli mi?

    • Şöyle ki bir öğretmenin saygı basamağında olduğunu baz alırsak bu hala o kişinin sevgi ve açlık gibi alt basamaktaki gereksinimlere artık ihtiyacı olmadığını göstermez diyebiliriz. Keza açlığını gidermeyen birinden çalışmasını beklemekte bu yaklaşıma göre ters bir bakış açısı olur. Zaman noktasında ise kişinin pramitin en tepesinde olsa dahi yine ilk önceliği zaruri ihtiyacları olacaktır. Bu ihtiyaç noktasında zamandan ziyade ihtiyacın zaruriliği önemlidir. Çünkü hiç zamanı olmasa bile zaruri ihtiyaçlar diğerlerine göre daha ağır basacaktır Bu sebepten her tekrar edişinde kişinin gereksinim sıralaması aynı sekilde ilerleyecektir. Umarım doğru bir sekilde açıklayabilmişimdir. Yorumunuz ve sorunuz için müsteşekkirim.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Karnım Tok Bugün

Mucizelerinizi Geleceğe Bulaştırın