NAZIM ŞEKLİ (BİÇİMİ) NEDİR?
Bir yapıt ya da yazınsal yaratının dışsal yapısına, içerik dışında kalan öğelerine “şekil (biçim)” denir. Manzumelerin uyak örgüsü, nazım birimi, ölçüsü ve konusuna göre kazandığı dış özelliğin genel adına ise “nazım şekli (biçimi)” denir.
Nazım şekilleri edebiyatımızın çeşitli dönemlerine göre farklılık gösterir. İslamiyet öncesi Türk edebiyatı, Halk edebiyatı, Klasik edebiyat (Divan edebiyatı), Batı uygarlığı çevresinde gelişen Türk edebiyatının kendine özgü nazım şekilleri vardır. Şimdi bunları inceleyelim.
İslamiyet Öncesi Türk Şiiri Nazım Şekilleri
İslamiyet öncesi Türk edebiyatı, Orta Asya’da göçebe olarak yaşayan avcılık ve hayvancılıkla geçimlerini sağlayan Türklerin milattan önceki yıllardan başlayarak İslamiyet’i kabul ettikleri 10. yüzyıla kadar süren edebiyattır. Bu uzun dönemde şiir temel anlatım aracıdır. Şiirler kopuz eşliğinde söylenir.
Koşuk
Konusu genellikle sevgi, doğa ve kahramanlık olan lirik şiirlerdir.
7’li hece ölçüsüyle ve dörtlükler halinde söylenir.
- “Sığır” ve “şölen”lerde okunmuştur.
- Ahengi sağlamak için yarım uyak, redifler ve asonanslardan yararlanılmıştır.
Uyak düzeni aaab, cccb, dddb biçimindedir. Bu şekil yerini Halk edebiyatında koşmaya bırakacaktır.
Destan
Ulusların geçmişini derinden etkileyen, savaş, göç, açlık vb. gibi konularda olağanüstü kişi ve olayların yer aldığı şiirlerdir.
Sagu
“Yuğ” adı verilen cenaze törenlerinde ölen kişilerin ardından söylenen yas şiirleridir. Halk edebiyatındaki ağıtın, Divan edebiyatındaki mersiyenin İslamiyet öncesi Türk edebiyatındaki karşılığıdır.
Sav
İslamiyet öncesi Türk edebiyatında atasözlerinin karşılığı olarak söylenmiştir. Savlar, özlü sözlerdir. Bir düşünceyi, yaşam deneyimini az sözcükle anlatır; insanlara yol gösterir, öğüt verir.
Halk Edebiyatı Nazım Şekilleri
Halk edebiyatı nazım şekilleri; hece vezniyle kullanılan ve aruz vezniyle kullanılan nazım şekilleri olmak üzere iki gruba ayrılır:
Hece Vezniyle Kullanılan Nazım Şekilleri
a) Mâni
- Ağırlıklı olarak bir tek kıtadan oluşur.
- Kafiyeliniş şekli aaxa şeklindedir.
- İlk mısrası 3 veya 4 heceden oluşanlar vardır ki bunlara, kesik mani adı verilir. 4’ten fazla mısradan oluşan (5 ile 14 arası) ve yine ilk mısrası eksik tutulan maniler de söylenmiştir. Bunlara ayaklı mani ismi verilir.
- Mânilerde 7’li hece ölçüsü kullanılır.
b) Koşma
- Halk şiirinde kullanılan en eski ve en yaygın biçimdir.
- Dörtlükler hâlinde söylenir.
- Koşmalarda hece vezni esastır. Koşmalar genel de 11’li hece ölçüsüyle yazılır.
- Koşmalar 6 + 5 veya 4 + 4 + 3 duraklı olabilir.
- Koşmaların kafiye düzeni abab, cccb, dddb… şeklindedir. İlk dörtlük aaab veya xaxa tarzında da olabilir. Ayrıca koşmalarda yarım uyak tercih edilir.
- Koşmalar, genel olarak lirik konularda söylenir. Dörtlük sayısı genellikle 4 ile 7 arasında olur. Son dörtlükte şair mahlasını söyler.
İşlenen konulara göre, koşmalar farklı isimler alabilmektedir. (Koçaklama, Güzelleme, Ağıt, Taşlama)
c) Destan
- Ölçüsü, dörtlüklerle söylenmesi, kafiye düzeni bakımından tamamen koşmaya benzer, ancak dörtlük sayısı olarak fazladır, bazen 100 kıtayı bulur. Bir çok konuda yazılabilir.
Konu bakımından destanlar şu şekilde tasnif edilebilir:
- Savaş destanları; bir muharebeyi bizzat görmüş veya görenden işitmiş olan şairin bunu nazmen tasvir ettiği şiirlere denmektedir.
- Olağanüstü olayları ele alan destanlar; deprem, yangın, sel, salgın hastalık gibi toplumda derin izler bırakan olayları ele alır.
- Eşkıya veya meşhur yöneticilerin maceralarını anlatan destanlar.
- Mizahi karakterde ve sosyal eleştiri ve hiciv niteliğinde olan destanlar.
- Atasözleri destanları.
- Hayvan destanları.
- Yaş destanları; insanın doğumundan, hatta ana rahmine düştüğü andan ölümüne kadarki safhalarını anlatan destanlardır.
d) Semai
- Semai de koşma gibi dörtlüklerle yazılır. Semailerde dörtlük sayısı 3-7 arasındadır.
- Koşma gibi kafiyelenir. Kafiye düzeni abab, cccb, dddb şeklindedir.
- Semaide genellikle doğa, sevgi, güzellik, gurbet, ayrılık gibi duygusal ve lirik konular işlenir.
- Duraksız veya 4 – 4 duraklı olabilir.
- Semailer 8’li hece ölçüsüyle yazılır.
- Semai ve koşma benzerlikleri bakımından karıştırılır. Semai ölçüsü bakımından koşmadan ayrılır. Ve kendine ait ezgisi vardır.
e) Varsağı
- Şekil, ölçü (8’li hece), kafiye düzeni itibariyle tamamen semainin aynısıdır.
- Yiğitçe, mertçe bir eda ile söylenmesi ve “bre.. behey.. hey gidi…” gibi nidalar kullanıldığı için semaiden ayrılır.
- Güney Anadolu Varsak Türkmenleri arasında özel bir ezgiyle söylenmesi bakımından da semaiden farklılık gösterir.
Aruz Ölçüsüyle Yazılan Nazım Şekilleri
Divan şairlerinin etkisiyle halk şairlerinin söyledikleri şiirler vardır. Bunların beyitler veya dörtlükler hâlinde söylenmiş olmaları ismini değiştirmez. Esas olan kullanılmış olan aruz kalıbıdır.
a) Divan
Gazel, murabba, muhammes müseddes biçimin de olabilir. Fâilâtün / Fâilâtün / Fâilâtün / Fâilün kalıbıyla yazılır.
b) Semai
Aşık edebiyatında 8’li hece vezniyle söylenen semai biçimiyle karıştırılmamalıdır. Semaide mısra adedinin önemi yoktur, vezin esastır. Mefâîlün/ Mefâîlün/ Mefâîlün/ Mefâîlün kalıbıyla yazılır.
c) Selis
Feilâtün / Feilâtün / Feilâtün / Feilün kalıbıyla yazılır.
ç) Kalenderi
Mef’ûlü/ Mefâîlü/ Mefâîlü/ Feûlün kalıbıyla yazılır.
d) Satranç
Müfteilün / Müfteilün / Müfteilün / Müfteilün kalıbıyla yazılır.
e) Vezn-i Âhar
Müstef’ilâtün / Müstef’ilâtün / Müstef’ilâtün / Müstef’ilâtün kalıbıyla yazılır.
DİVAN EDEBİYATINDA KULLANILAN NAZIM ŞEKİLLERİ
Eski Türk Edebiyatı’nda nazım şekilleri “beyitlerle kurulan nazım şekilleri”, “bentlerle kurulan nazım şekilleri” olmak üzere iki kategoride değerlendirilebilir.
Beyitlerle Kurulan Nazım Biçimleri
a) Gazel
Beyitler hâlinde yazılır. Beyit sayısı genellikle 5 ile 15 arasında değişir. Beyit sayısı 15’ten fazla ve 5’ten az olan gazeller de vardır. 5’ten az olanlara natamam, 15’ten fazla olanlara müzeyyel gazel denir. Gazelin kafiye düzeni aa/ba/ca/da… şeklindedir. İlk beyitteki mısralar kendi içinde kafiyeli, diğer beyitlerin ikinci mısrası birinci beyitle kafiyelidir. Gazellerin ilk beytine matla, son beytine makta, en güzel beytine ise şah beyit ya da beytü’l-gazel adı verilir. Gazeller aruzun her kalıbıyla yazılır. Aşk, şarap, kadın, güzellik, tabiat gibi konular gazellerde daha çok işlenmektedir.
NOT
Gazel nazım biçimi, kasidenin bir bölümü iken daha sonra kasideden ayrı bir şekil olarak ortaya çıkmıştır. Gazelle kasidenin tek ayrımı, kasidede dua ve methiye bölümlerinin yer almasıdır. Müzeyyel gazel adı altındaki bazı gazeller aslında kaside niteliği taşır, çünkü bu gazellerde dua ve methiye bölümleri yer almaktadır.
b) Kaside
Divan edebiyatında daha çok övmek veya yermek amacıyla söylenen şiirlerdir. Beyit sayısı genellikle 33-99 arasındadır ancak, 33’ten az 99’dan fazla beyit sayısına sahip kasideler de vardır. Kasidenin ilk beytine matla, son beytine makta, en güzel beytine ise şah beyit ya da beytü’l-kasid denir. Kasideler birtakım bölümlerden oluşmaktadır. Bunlar: Nesib, girizgâh, methiye, tegazzül, fahriye, dua bölümleridir. Bölümlerinden kısaca bahsedelim:
Nesib/ Teşbib: Aşk, bahar, bayram, tabiat konularını tasvirle bir şekilde anlatan bölümdür.
Girizgâh: Nesib bölümünden medhiye bölümüne geçiştir.
Medhiye: Abartılı övgülere yer verilir. Bahsedilen kişi hakkında övgüler içerir.
Tegazzül: Kaside arasında gazel söylemektir.
Fahriye: Şairin kendini övdüğü bölümdür.
Dua: Övülen kişiye dua edilen bölümdür.
Kafiye örgüsü gazelinki gibi aa,ba,ca,da… şeklindedir. Türk edebiyatında kaside denilince akla ilk Nef’i gelmektedir.
c) Mesnevi
Kökeni Fars edebiyatına dayanmaktadır. Arap edebiyatına Lahiki’nin Pehlevi dilinden çevirdiği “Kelile ve Dimne” eseriyle girer. Her beyti kendi arasında kafiyeli olan bir nazım şeklidir. Kafiye düzeni aa,bb,cc,dd… şeklindedir. Mesnevîlerde beyit sayısı sınırsızdır. Genellikle aşk, savaş, kahramanlık, dinî, didaktik konular işlenmiştir. Türk edebiyatında ilk mesnevi Yusuf Has Hacip’in 1069-70’de “fe’ûlün / fe’ûlün / fe’ûlün / fe’ûl” aruz ölçüsüyle yazdığı 6645 beyitten oluşan Kutadgu Bilig’dir. Bu eser, Türkçe’nin Hakaniye lehçesiyle yazılmış alegorik ve siyasetname türünde bir eserdir. Anadolu sahasında yazılan ilk mesnevi ise yaklaşık olarak 13. yüzyılda Ahmed Fakih’in Kitâb-ı Evsâf-ı Mesâcid-iş Şerife adlı eseridir.
Aynı şair tarafından yazılan beş mesnevinin tümüne “hamse” adı verilir. Böyle şairlere de “Hamse sahibi/sahib-i hamse” denir. Hamse sözü ilk olarak beş mesnevi yazıp buna Penc Genc ismini veren Nizami ile başlamaktadır.Türk edebiyatında ilk Ali Şir Nevai, Anadolu’da ise ilk Hamdullah Hamdi’dir.
Mesnevi Tertibi:
1-Giriş: Besmele/Tevhid/Münacat/Nat
2-Asıl Bölüm
3-Bitiş: Dua, övünme,yazılış tarihi
d) Kıt’a
Mahlassız olarak yazılan, en az iki beyitten oluşan şiirlerdir. Kıt’a dizeleri arasında anlam bütünlüğü vardır. Konu itibariyle daha çok eleştiri, hikmet, övgü gibi konular işlenmiştir. Tarih ve hicviyeler daha çok bu nazım şekliyle yazılmıştır. Kıtaların kafiye örgüsü xa,xa... şeklindedir. Kıtalar matla beyti olmayan gazel ya da kaside özelliği taşırlar. En çok kıt’a yazan Edirneli Nazmi’dir.
e) Müstezat
Divan Edebiyatı’nda gazelden türetilmiş bir şekil olarak karşımıza çıkmaktadır. Kelime olarak ‘arttırılmış, ziyadeleşmiş’ anlamlarına gelir. Herhangi özel bir vezin kalıbı zorunluluğu bulunmamakla birlikte daha çok aruzun “mef’ûlü /mefâ’îlü /mefâ’îlü / fe’ûlün” kalıbıyla yazılır ve her mısranın altına “mef’ûlü / fe’ûlün” kalıplarıyla yazılmış kısa mısralar eklenir. Eklenen kısa mısralara “ziyade” denir.
f) Nazm
Kafiyelenişi gazel gibi aa , xa.. şeklindedir. Gazelden mahlasının olmaması ve genellikle iki beyitten oluşması ile ayrılır.
Bentlerle Kurulan Nazım Şekilleri
a) Tek Dörtlükler
1) Rubai
Türk edebiyatına İran’dan geçmiş dört dizeden oluşan, kendine özgü ayrı ölçüsü olan (aruzun ahrem ve ahreb kalıplarıyla yazılır ve bunlar 12’şerden 24 kalıptır, bunların dışında bir aruz kalıbıyla rubai yazılamaz, yazılırsa, ona rubai değil, kıt’a derler) bir nazım şeklidir. Kafiye düzeni aaxa şeklindedir. Rubainin üçüncü mısrası kafiyesizdir. Rubailerde aşk, şarap, hayat felsefesi, ölüm, tasavvuf gibi konular işlenmiştir. Divan Edebiyatı’nda Azmîzâde Hâleti daha çok rubaîleriyle tanınmış bir şairdir. İran edebiyatında ise Ömer Hayyam rubaileriyle ün yapmıştır.
2) Tuyuğ
Kafiye düzeni rubaininki gibi aaxa olmakla birlikte aruzun yalnızca “fâ’ilâtün / fâ’ilâtün / fâ’ilün” kalıbıyla yazılan bir nazım biçimidir. Tuyuğlar sadece Türk edebiyatına özgü bir nazım şeklidir. Buna, Halk Edebiyatı’nda yer alan mâninin karşılığı denebilir. Azeri sahasında Kadı Burhaneddin. Çağatay sahasında Ali Şîr Nevâî tuyuğlarıyla tanınmış şairlerdendir.
b) Çok Bentliler
Musammatlar ikiden fazla mısraya sahip bentlerden kurulan nazım şekilleridir. Musammatlarda matla bendi bulunur. Bu bent kendi içinde kafiyelidir ve diğer bentlerin son mısraları da matla bendiyle kafiyeli biçimdedir. Musammat çeşitleri şunlardır:
1) Dörtlüler
a) Murabba
Bent adı verilen dörtlü mısralardan oluşan bir nazım şeklidir. Kafiye düzeni genellikle şöyledir: aaaa, bbba, ccca... ya da bbba, ccca, ddda... Şairin mahlası şiirin son bendinde herhangi bir mısrada bulunabilir.
b) Şarkı
Şekil olarak murabbaya benzer. Dörtlüklerden oluşur. Aruzun Mef’ûlü, Mefâîlü, Mefâîlü, Fa’ilün kalıbıyla yazılır. Türk edebiyatına özgü bir nazım biçimidir. Daha çok bestelenmek için yazıldığından bent sayısı daha azdır. Nakaratlı olabildiği gibi nakaratsız da yazılabilir. Aşk, sevgili, şarap, eğlence en çok işlenen konulardandır. Nedim şarkılarıyla ünlü divan şairimizdir.
NOT
Murabba ile şarkı nazım şekilleri aslında aynı nazım şeklidir. Şarkılar murabbaların bestelenmek için yazılan formlarıdır.
c) Terbi
Kelime anlamı itibariyle “dörtleme, dörtlü hale getirme” anlamlarına gelir. Bir şairin gazelinin beyitlerinin üstüne, bir başka şairin aynı ölçü ve kafiye ile ikişer mısra ekleyerek yazdığı murabbaya terbi denir.
2) Beşliler
a) Muhammes
Her bendi beş mısradan oluşan nazım şekline muhammes denir. Her konuda yazılabilir.
b) Tardiye
Muhammesin özel bir şeklidir. Muhammesler aruz ölçüsünün her kalıbıyla yazılabildiği halde tardiyeler sadece “mef’ûlü / mefâ’ilün / fe’ûlün” kalıbıyla yazılır. Kafiye düzeni olarak da muhammesten ayrılır. Kafiye düzeni: bbbba, cccca, dddda…
c) Tahmis
Lügat anlamı itibariyle “beşleme, beşli hâle ge tirme” demektir. Bir gazelin beyitlerinin üzerine aynı ölçü ve kafiye olmak şartıyla üçer mısra eklemekle oluşur. Kafiye düzeni şu şekildedir: aaa aa, bbb ba, ccc ca…
d) Taştir
Tahmisin farklı bir versiyonudur. Tahmiste beyitle rin üstüne eklenen üçer mısra taştirde beyitlerin arasına eklenir. Kafiye düzeni: a aaa a, b bbb a, c ccc a
3) Altılılar
a) Müseddes
Bentlerin altı mısradan oluşan nazım şekline müseddes denir. Müseddes aaaaaa, bbbbba… biçimin de kafiyelenir.
b) Tesdis
Bir gazelin beyitleri üzerine aynı vezin ve kafiyede dört mısranın eklenmesiyle oluşturulan bir nazım biçimidir. Kafiye düzeni, aaaa aa, bbbb ba, cccc ca… şeklindedir.
4) Yedililer
a) Müsebba
Bentlerde yer alan mısra sayısının yedi olduğu nazım biçimidir. aaaaaaa, bbbbbba… şeklinde kafiyelenir.
b) Tesbi
Gazelin beyitlerine beşer mısra eklenmesiyle olu şan nazım şeklidir. aaaaa aa, bbbbb ba… şeklinde kafiyelenir.
5) Sekizliler
a) Müsemmen
Bentlerde yer alan mısra sayısının sekiz olduğu nazım biçimidir. aaaaaaaa, bbbbbbba… şeklinde kafiyelenir.
b) Tesmin
Gazelin beyitlerine altışar mısra eklenmesiyle olu şan nazım şeklidir. aaaaaa aa, bbbbbbaa… şeklinde kafiye sistemine sahiptir.
6) Dokuzlular
a) Mütessa
Bentlerde yer alan mısra sayısının dokuz olduğu nazım biçimidir. aaaaaaaaa , bbbbbbbba… şeklinde kafiye sistemine sahiptir.
b) Tetsi
Gazelin beyitlerine sekizer mısra eklenmesiyle oluşan nazım şeklidir. aaaaaaa aa , bbbbbbb ba… şeklinde kafiyelenir.
7) Onlular
a) Muaşşer
Bentlerde yer alan mısra sayısının on olduğu na zım biçimidir. aaaaaaaaaa , bbbbbbbbba… şeklinde kafiyelenir.
b) Taşir
Gazelin beyitleri üzerine sekizer beyit eklenmesiy le elde edilen nazım şeklidir. Kafiye düzeni: aaaaaaaa aa, bbbbbbbb ba…
8) Terkib-i Bent/Terkib bent
Bentlerle oluşturulan bir nazım şeklidir. Bent sayısı 5 ile 10 arasında değişebilir. Terkib-i bentler iki bölümden meydana gelir. Birinci bölüme terkibhane, her bendin son beytinin bulunduğu bölüme ise vasıta beyti ya da bendiye denilmektedir. Vasıta beyti her bendin sonunda değişir ve terkibhaneden ayrı olarak kafiyelenmek zorundadır. Kafive düzeni, aa xa
xa yy / bb xb xb xb xb zz ya da aa aa aa aa aa bb / cc cc cc cc cc dd şeklindedir. Konu olarak talihten şikâyet, dinî, tasavvufî ve felsefî düşünceler, toplumsal tenkitler ele alınır. Bağdatlı Rûhî ve Ziya Paşa bu nazım şeklinin Türk edebiyatındaki en güçlü temsilcileridir.
9) Terci-i Bent/Terci Bent
Şekil ve kafiyeleniş yönüyle terkib-i bende benze mektedir. Aradaki fark ise terkib-i bendde vasıta beyitleri her bendin sonunda değişirken terci-i bendde vasıta beyitleri her bendin sonunda aynen tekrarlanır.
Terci-i bendin müzdeviç ve mütekerrir biçimleri de görülür. Müzdeviç biçimler, bentlerin son mısralarının kafiyeli olduğu, mütekerrir biçimler de bent sonlarındaki kısımlarım diğer bentlerde aynen tekrarlanmasıyla oluşur. Tekrarlanan kısımlar beyit olabileceği gibi tek mısra ya da üç mısra da olabilir.
BATI ETKİSİNDE GELİŞEN TÜRK EDEBİYATI NAZIM ŞEKİLLERİ
Sone
Sone, iki dörtlük ve iki üçlükten oluşan 14 dizelik bir nazım şeklidir. Batı edebiyatında kullanılan bu tür, Servet-i Fünûncular tarafından Türk edebiyatına geçirilmiştir. Edebiyatımızda ilk örneği Cenap Şahabettin’in, “Şi’r-i Na-Nüvişte” (Yazılmamış Şiir) adlı şiiridir. Genellikle dörtlükleri sarmal kafiye ile yazılır. Sonede işlenen konuları sınırlandırmak doğru bir yaklaşım değildir. Sonede her türlü konu işlenebilir.
Terza Rima
Terza Rima, üçer mısralık bendlerle yazılmış bir nazım biçimidir. “aba bcb cdc ded e” biçimindeki uyak düzeni, örüşük uyak olarak adlandırılır. Bend sayısı belirsizdir. Tek bir mısra ile sona erer. Bu biçimde yazılmış kısa şiirlerin son mısrasının kuvvetli olmasına dikkat edilir. Kesin bir kural olmamakla birlikte genellikle 10 heceli mısralar kullanılır.
Türk edebiyatında Terza Rima’yı ilk kez Tevfik Fikret Şehrâyîn adlı şiirinde denemiş, ancak 1908’den sonra pek kullanılmamıştır.
Triyole
Triyole, on mısralı bir nazım şeklidir. Önce iki mısralı kısım, sonra dörder mısralı iki kısım gelir. Birinci kısmın ilk mısrası birinci dörtlüğün sonunda, yine birinci kısmın ikinci mısrası ikinci dörtlüğün sonunda tekrarlanır. Dört mısralı kısımlarda, eklenen mısraların ilk üç mısra ile anlam bütünlüğü sağlaması gerekir. Edebiyatımızda çok fazla kullanılmamıştır. Kafiye şeması şöyledir: “Ab aaaa bbbb”
Balad
Balad, şiirin müziğe uyarlanmış halidir. Bu müzik türü, tamamen efsaneler hakkında veya önemli olaylar hakkında olabileceği gibi, aşk veya sevgiyi konu alan bir şiir de olabilir.
Serbest Nazım Şekli
Ölçüsüz ve uyaksız yazılan, belli kurallara bağlı olmayan şiirlerdir. Edebiyatımızda serbest şiire geçiş üç aşamada olmuştur: Birincisi, ölçülü ve uyaklı “serbest müstezat” biçimi; ikincisi, ölçüsüz ama uyaklı serbest şiir; üçüncüsü ölçüsüz ve uyaksız serbest şiir. Türk edebiyatında serbest nazım, Cumhuriyetten sonra gelişmiştir.
Serbest şiirde dizelerin uzunluk kısalıkları, uyak, redif, uyak düzeni, nazım birimi gibi nazmın bağlayıcı unsurları önemsenmez. Hatta bu unsurlardan mümkün olduğunca kaçılır. Ama tamamen kafiyesiz ve redifsizdirde diyemeyiz.
Serbest şiirde bu şekil serbestliğinin yanı sıra içerik bakımından da bir serbestlik vardır. Hemen her konuda şiir serbest olarak yazılır. Konu sınırsızdır. Serbest şiir Türk edebiyatına Servet-i Fünun döneminde Batı edebiyatından alınarak yeni Türk şiirine uygulanmış bir biçimdir.
Ayşen Eren
Eserde kullanılan fotoğraf Ayşen Eren tarafından çekilmiştir.
KAYNAKÇA
- https://www.turkedebiyati.org/eski-turk-siiri-ve-ozellikleri/
- https://tr.m.wikipedia.org
- https://www.turkedebiyati.org/serbest_siir.html
- Kısayol Yayıncılık, Türk Dili ve Edebiyatı, Öğretmenlik Alan Bilgisi .
Ayşen Eren’in kaleme aldığı “Oğuz Atay Burada” adlı eseri okudunuz mu?
Telif İhtarı için iletisim@edebialem.com veya edebialem1@gmail.com adreslerine mail atabilirsiniz.
Emeğine kalemine sağlık canım