in , ,

Yapıcılık ve Yıkıcılık Arasındaki Hususlar (Özgüven mi Ego mu?)

-mış gibi yapanlar

Yapıcılık ve Yıkıcılık Arasındaki Hususlar (Özgüven mi Ego mu?)

Hayatta bazı yapıcı ve yıkıcı kavramlar, olgular, duygular vardır . Bunlar çok ince bir çizgi ile ayrılan ve hatta bazen birbirine karıştırılabilen hususlardır. 

Özgüven; kişiyi gelişmeye, değişmeye açık kılan, kişinin kendi kimliğine kazandırabileceği en nadide değerlerdendir. Doğru dozda kullanıldığı takdirde insanı zarif ve mütevazı kılan yapıcı kavramlardandır. Fakat bunun zıddı olan ego ise; kişide özgüven eksikliğinin belirtisi olup kişinin  kılık-kıyafet, araç-gereçlerle, -mış gibi yaparak bastırmaya çalıştığı duyguları gizliden gizliye ele vermesidir. Hata yaptığında birden fazla özür dileyen, takdir göreceği bir iş yaptığında herkesten abartılı bir takdir bekleyen “teşekkür delisi” bu insanlar , içten içe özgüvenlerini yitirmiş kişiliklerdir. Yitirdiği duyguyu ise bazen bir markalı telefonda bazen markalı bir ayakkabıda ararlar fakat gariptir ki içte kaybettiği duyguyu dışta ararlar içlerine dönmek hiç akıllarına  bile gelmez. Egonun azı bile zararlıdır, sahibini mütevazı bir kişilikten sefil bir kişiliğe iter.

Yapıcılık ve Yıkıcılık Arasındaki Hususlar

Hayat her an sabır yüklü olmamız gereken bir mecra. İşine, eşine, ailene, arkadaşlarına sabredersin idare edersin fakat insanlar bazen sabır ile tahammülü birbirine karıştırırlar. Sabır; insanı olgunlaştıran hayata bakış açısını değiştiren bir duygu iken; tahammül, insanın bir şeye  zorla katlanmasıdır ve başkasının yükünü yüklenmek  ile ortaya çıkar. Örneğin, başınıza gelen bir musibete karşı güçlü bir duruş sergilerseniz sabretmiş olursunuz lakin size defalarca yapılan haksızlığa direnmeniz tahammül ettiğinizi gösterir. Bir olaya sabrederseniz neticesinde karşılığını alırsınız; oysa bir olaya tahammül ederseniz neticesinde yıpranmış sinirlerinizle baş başa kalırsınız. 

Çok ince olan hususlardan bir diğeri ise özsaygı ve kibrin ayrımıdır. Tıpkı özgüven gibi kişiliğe değer katan unsurlardan olan özsaygı; her bireyin kendisine verdiği değeri ifade eden, fayda veren şeyleri hayata katıp, fayda vermeyen şeyleri hayatından çıkardığı yahut azalttığı yapıcı bir kişilik kriteridir. Yalnız başınayken bile giyimine – kuşamına, bakımına dikkat eden insanlar kendilerine karşı saygılı olmayı öğrenmiş tiplerdir. Kibir ise; aciziyetinin farkında olmama durumudur. Kibirli insanlar her şeyi kendilerinden  bilirler,  başarılarını, yeteneklerini kendilerine övünç kaynağı olarak sunarlar. O (C.C) dilemezse hiçbir şeye güç getiremeyecek kadar acizken kendilerini Kaf dağı gibi gözünde büyütürler. Sabah kalktığınızda görme, işitme, yürüme gibi herhangi bir nimet elimizden alınsa kimin gücü yeter o nimeti geri vermeye? Denizler suyunu çekse, bulutlar yağmur indirmese, gece ve gündüz daimi olsa, kimin gücü yeter bunları düzeltmeye? 

Yaşadığımız çağda herkes birbiriyle yarış halinde. Sosyal medya üzerinden kendilerini kanıtlamaya çalışanlar, yediklerini içtiklerini paylaşanlar, günlük hayatı hiç sıkıntı yokmuş gibi empoze edenler ve daha nice ahlaki bozukluklar…her an böyleleri çoğalmakta ve insanların psikolojik açıdan tehdidi olmakta. Bu sınırsız yarış arzusu bizi aşırı hırsa itekledi, neticesinde de insanların zihninde “o almış bende almalıyım, o buraya gitmiş ben daha iyisine gitmeliyim” algıları üredi. Eğer gittiğiniz yeri paylaşmamışsanız gezmediğiniz; yediğiniz içtiğiniz bir başkasına görsel şölen olarak sunulmamışsa yemediğiniz ve tabii ki rekabeti kaybettiğiniz anlamına geliyor ne yazık ki.. Oysa, bize verilen azim nimetini doğru ve hayırlı yollarda kullansaydık; yeme içme gezme değil de hangimiz daha çok bir yetimi sevindirecek, hangimiz daha fazla yardıma ihtiyacı olan ailelere el uzatacak, hangimiz ilim, bilim, sanat alanında ses duyuracak  diye düşünseydik ülkede gelişim ve insanlık açısından çok önemli yol kat ederdik. Eğer bizler, yersiz hırslarımızı, önüne set çekemediğimiz arzularımızı törpüleyip eforumuzu iyi ve güzel işlerde kullanmaya niyetlenirsek ve bunun için de azmedersek gidişat halen değişebilir. İhtiyacımız olan kendimize gelmek ve harekete geçmek.. Unutmayın, atalarımızın bize bıraktığı miraslardan faydalandığımız gibi bizim de yeni nesillere güzel değerler  bırakma gayretimiz olmalı.  

Yapıcılık ve Yıkıcılık Arasındaki Hususlar

Gelecek toplumdaki bilinçli insanların sayesinde parıldayacak. İstediğimiz her alanda gelişmek, değişmek ve birilerine ışık olmak için umudumuz ve çabamız hep var olsun. 

Süeda Şeker 

 

Süeda Şeker’in kaleminden “Hayat Perspektifimize Yön Veren Etmenler“i okudunuz mu?

Eseri Beğendiniz mi?

6 Yorum

Yorum Gönder
  1. Özgüven ve egoyu çok başarılı bir şekilde açıklamışsınız. Benim için güzel bir öğreti oldu. Kaleminize sağlık.

  2. Son zamanlarda bazı bilge kişilere ego kavramını empoze etmeye çalışıyordum. Bu eserinizden sonra o bilge kişilere karşı daha mütevazi olup bu kavramı kullanmamam gerektiğini düşündüm. Çok teşekkür ediyorum. Bu güzel açıklamalı eseriniz için…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

İnsanlar Neden Mutlu Olamıyorlar?

Olan ve Olması Gereken Hukuk