in , ,

Kimmiş Bu Motivasyon?

Kimmiş Bu Motivasyon?

‘Sen bunu başarabilirsin.’

‘Engellerin hepsi aşılmak içindir.’

‘Bugün bir şeyler yapmazsan yarın yapacak bir şeyin olmaz.’

Eminim bu cümleleri başkaları tarafından defalarca duydunuz. Hatta o kadar çok duydunuz ki şu an bu cümleleri okumak bile belki de sizin için bir stres sebebi teşkil ediyor olabilir. Ama merak etmeyin bu yazının amacı ne size boş motivasyon cümleleri sarf etmek ne de bu şekilde strese girmenize sebep olmak. Yazının yegane amacı sizi bizim bildiğimiz motivasyon ile gerçekte var olan motivasyon kavramını karşılaştırarak ortalığın biraz tozunu almaktır. O zaman hadi gelin temizliğe başlayalım. Ve motivasyonun aslını astarını birlikte öğrenelim. Kimmiş bu motivasyon?

Komşunun Çocuğu

Öncelikle bizim bildiğimiz şu meşhur motivasyondan bahsedelim. Eğitimde bilinenlerden bilinmeyenlere gitmek esastır. Hadi bakalım.

-Meral teyzenin oğlu tıp kazanmış evladım. Senin ondan neyin eksik.

-Ayşe de bu sene atanıyor. Söyleyin bizim kıza çok çalışsın.

-Ben sana inanıyorum. Bunu yapabilirsin.

-Tek umudumuz sensin. Maaşlı bir işe girmen hayatımızı kurtaracak.

Evet bu cümleler tam da başta söylediğim gibi toplum tarafından bizi akılları sıra motive eden cümlelerdir. Sanki bizler Ayşe’yi Meral Teyze’nin oğlunu ve maaşlı bir işi olan çalışanları idol edinmek zorundaymışız gibi. Fakat motivasyon birilerinin başardıkları ile değil kendi başarabileceklerimizle ilgilidir. Bu nokta da birilerinin başardıklarından çok bizim ne başarmak istediğimiz önemlidir. Toplumun bu nokta bize yaptığı baskı motivasyondan çok irrite edici ve bir umutsuzluk sebebidir. Burada bizim bilmemiz gereken şey bize motivasyon olarak yutturulmaya çalışılan bu cümlelere boyun eğmemektir.

-Meral teyzenin oğlu tıp kazanmış olabilir. Bu onun hedefi ve başarısı. Benim hedefim de …… budur. Meral Teyze’nin oğlu gibi olmak zorunda değilim. Çünkü ben Meral Teyzenin oğlu değilim. Ben yalnızca Benim.

Kimmiş Bu Motivasyon?

Toplumsal Baskıya Başkaldırı “Ben Yalnızca Benim”

İşte bu cümle bizim üstümüzde kurulan toplumsal baskıya karşı başkaldırımızdır. Motivasyonun toplum baskısı ile harmanlanıp karşımıza çıkarttıklarını düşündükleri karabasana olan savaş bildirgemizdir. Bu kıvılcımdan sonra o karabasanın cayır cayır yanıp kül olacağından emin olabilirsiniz. Zira benlik saygınız bir kere uyandıysa artık onu tekrar uyutabilene aşk olsun. Evet bildiğimiz motivasyonu artık öğrendiğimize göre gelelim gerçek motivasyona. Ve benliklerimizin ayaklanmış hallerini biraz olsun yatıştırarak gerçek bir motivasyona sahip olmanın nasıl bir şey olacağını öğrenelim.

Motivasyon Nedir? Ben Ne Yapmak İstiyorum?

Motivasyon kelime manası olarak güdülenme ve bireyin hareketlerini başlatan içsel güçtür. Bu içsel güç öncelikle düşünsel temellere dayanır. Yani bizi düşündürmeden sözel ifadelerle beynimizde bir şeyler oluşturmadan motivasyonu anlamamız ve hissetmemiz mümkün değildir. Motivasyonu tam olarak özümseyebilmek için öncelikle kendimizden yola çıkmamız gerekmektedir. Bu doğrultuda kendi kendimizle yapacağımız küçük bir hasbihal bize önemli bir kaynak sağlayacaktır.

‘Ben ne yapmak istiyorum? Amacım ne? Neler başarmak istiyorum?’ adlı biraz sersemletici biraz da kişinin kendi hayatını sorgulamasını sağlayan bir soru silsilesi. Zaten hayatta kendini güdülemek için olmasa bile her insanın kendine bu soruları yönelttiği bir dönemi olmuştur. Bu dönem malum sorularımıza onları harekete geçirecek içselleştirilmiş cevaplar verebilenler için bir patlama noktasıdır. Fakat soruların cevabı hakkında en ufak bir fikri olmayanların ise kendini koca bir bataklıkta hissedeceği aşikâr. Zira hayat ne çok ciddiye alınacak kadar gerçek ne de çok yabana atılacak kadar yalandır. Tüm bu çelişkinin ortasında ise yolumuzu bilsek de bilmesek de hep bir şeyler yapmamız gerekir.

Bu sorulara bir cevap bulalım ya da bulmayalım bir varlık, bir insan olarak kaytaramayacağımız en önemli görev kendi varlık amacımızı gerçekleştirmektir. İşte tam da bu nokta da motivasyon devreye girer. Kişinin kendini bir amaç doğrultusunda eğip bükeceği ve şekillendireceği o malum güdünün dışarıdan birinin düşünceleri ile değil kendi damarlarından geçerek onu harekete geçirmesi gerekir.

Kısacası demek istediğim kişinin birilerinin söylediği sözlerle değil kendine ve amaçlarına olan öz saygısı sebebi ile harekete geçmesi gerektiğinin esas olduğudur. Emin olun kendi düşüncelerinizle ve kendi amaçlarınız doğrultusunda motive olabilmek size bir başkasının söylediklerinden çok daha etkili bir güç sağlayacaktır. Zira yola çıkmayı, çalışmayı ya da yazmayı kendinize ait kutsal sebepler ışığında gerçekleştirmiş olacaksınızdır. Bu birçok insanın belki de hayatı boyunca başaramadığı ama sizin dakikalar içerisinde kendinizi sorgulayarak başarabileceğiniz bir yöntemdir.

Motivasyonun Formülünü Bulduk (Amaç+İnanç+Özsaygı)

‘Amaç+inanç+özsaygı’işte etkili bir motivasyonun formülü budur. Bu formülün bir sonraki basamağı ise izlenecek sağlam bir yol haritasıdır. Tüm bunlar aklınızda belirginleştiğinde yapmanız gereken tek şey izleyeceğiniz yol haritasına kendimize olan inançla bağlı kalıp emin adımlarla hedefe ulaşmaktır.

Hedef de bir sorun çıkabilir, izlediğiniz yolda kontrol edemediğiniz sebepler tarafından olumsuz etkilenebilirsiniz ve hatta yolunuza koca bir taş da konabilir. Her formül doğru uygulansa da dünya üzerinde hiçbir sonuç kesin değildir. Bu sebepten kendinize olan inancınız ve özsaygınız yüreğinizdeki umudu hep diri tutacak ve pes etmemenizi sağlayacaktır. Zira başarı zirveye giden her patikasında derin uçurumlar taşır. Kimse o uçurumlardan düşmek istemez. Ama önümüze çıkan taşlar sebebi ile tökezlemek bizim kontrolümüzde olan bir şey de değildir.

Fakat işin özü başarıya giden yolda düşmeyi de ayağa kalmayı da göz almaktır. Asıl motivasyon, hedefleri uğrana her olumsuzluğu göğüsleyen ve yoluna bıkmadan devam edenlerindir. Çünkü bu yol sizin yolunuz. Saygı duyduğunuz ve inandığınız her şey bu yolun sonunda sizi bekliyor. Ve bizler  de kendimizi sorgulamayarak, içimizdeki savaşçı ruhun uykusunu bir an olsun bölmeyerek kendi benliklerimizi yaşam denilen bu pespaye dönüğünün içerisinde eskitmiş oluruz.

Bizlerse bu pespaye döngünün içerisinde kendimizi eskitemeyeceğimiz kadar değerliyiz canlar. Diğer varlıkların aksine bir isim, bir nefes, bir akıl ve gerçekleştirmek istediğimiz bir potansiyel taşıyoruz. Bizi değerli kılan bu unsurları ise yalnızca kendimize saygı duyarak ve hedeflerimizi içselleştirerek (buna istinaden kendi kendimizi motive ederek) en etkili şekilde gerçekleştirebiliriz.

Okuyan güzel ve değerli yüreklere selam olsun!

Hedeflerinizin gerçekleşmesi dileği ile.

Jülide Aslan

Eserde kullanılan fotoğraf Büşra Aslan tarafından çekilmiştir. 

Jülide Aslan’ın kaleme aldığı “Belirsizlik” adlı eseri okudunuz mu?

Eseri Beğendiniz mi?

2 Yorum

Yorum Gönder
  1. Çok önemli bir noktaya değinmişsiniz. Tebrik ederim. Günümüz problemlerinden biri olarak en başta geliyor. Bunu anne ve babalara izah etme noktasında sorun yaşıyoruz. Herkesin yapabildiği, becerebildigi , sevdiği şeyler farklı yani beş parmağımız bile birbirine benzemezken başkalarına nasıl bu kadar benzememiz konusunda bir ısrar, zorbalık olabilir akıl kârı değil, okuyan herkese faydalı olması ümidiyle teşekkür ediyorum

  2. Çalışmalarınızı içtenlikle takip ediyorum ve sizi çok başarılı buluyorum Jülide hanım başarılarınızın devamını dilerim

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Anılar ve Hayat

Merhaba Aşk